Examples of using "قادراً" in a sentence and their turkish translations:
Ve Türkiye'nin başkenti olan,
Üzgünüm, yapabileceğimi sanmıyorum.
Tom senin onun partisine katılabileceğini umuyor.
Nelere gücünüzün yettiğini tüm dünyaya gösterin.
Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni
Seninle gelip gelemeyeceğimden emin değilim.
geçmiş hayatına ait anıların pençesinden bile kurtulabilirsin.
Gücünüzün yetmediği şeyler için şikâyet etmeyin.
Yedi hafta sonra, o dilde sağlam bir diyalog kurabiliyordum