Translation of "متن" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "متن" in a sentence and their turkish translations:

دروعهم ودروعهم ، على متن سفنهم.

zırhlarını ve kalkanlarını gemilerinde bırakmışlardı .

لقد كان مقتنعا على متن الطائرة

uçağa binmeye ikna olmuştu aslında

اصابته امراض القلب على متن الطائرة

kalp hastalığı onu uçakta yakaladı

هل تُبث أفلام على متن هذه الطّائرة؟

Uçakta film var mı?

كان هناك 150 راكباً على متن الطائرة.

Uçakta 150 yolcu vardı.

رجال هميلكو اندفعوا ليركبوا على متن سفن العدو

Himilco'nun adamları düşman gemisinin bordasına hücum ediyor.

وأن أجدها تستخدم في المطارات وعلى متن الطائرات،

uçak ve havaalanlarında, H1N1 gibi virüslerin

‫إن أردت الصعود على متن طائرة ‬ ‫والهبوط بالمظلات، اضغط "يميناً".‬

Bir uçakta uçup paraşütle atlamak istiyorsanız "Sağ"a basın.

‫إن أردت الصعود على متن مروحية ‬ ‫ثم الهبوط بالحبل، اضغط "يساراً".‬

Bir helikopterle uçup halatla aşağı inmek için "Sol"a basın.

الأولى التابعة لناسا - Mercury Seven - التي انطلقت إلى الفضاء على متن

tek kişilik küçük kapsüllerle uzaya fırlatılan

منذ بضع شهور خلت، كنت على متن قارب شراعي يشق طريقه عبر المحيط الهادئ،

Birkaç yıl önce, Pasifik'te San Francisco'dan Hawaii'ye

أراد فون براون حل هذه المشكلة عن طريق إطلاق المركبة الفضائية في أجزاء على متن

daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi