Examples of using "يحارب" in a sentence and their turkish translations:
Tıpkı bir erkek gibi atın üzerinde savaş veriyor
çünkü entegrasyon sistematik olarak nefretle savaşıyor.
Bir de, herkesin uğruna mücadele ettiği şeye karşı savaş açan bir düşman vardır.