Translation of "يمكنهم" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "يمكنهم" in a sentence and their turkish translations:

يمكنهم الربيع!

yayabilirmiş!

يمكنهم حمل شيء

bir şeyi taşıyabiliyorlar

يمكنهم الرد على طلبك.

Soruyu cevaplayabilirler.

وبفضل ذلك يمكنهم العبور

ve bunun sayesinde karşıya geçebiliyorlar

لا يمكنهم الوقوف بشكل صحيح.

Kendilerini dik tutamıyorlar.

حتى يمكنهم العمل بشكل مستقل.

böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

يمكنهم حتى طباعة الصحف للنساء

kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında

يمكنهم تدميرهم ونقلهم إلى منازلهم.

yok edip yuvalarına taşıyabilirler.

حتى الأطفال يمكنهم فهم ذلك.

Çocuklar bile onu anlayabilir.

لقد شرحنا لهم كيف يمكنهم إيجاد العمل بطرق أسهل، كيف يمكنهم تطوير ذاكرتهم،

Nasıl daha kolay iş bulabilirler, hafızalarını nasıl geliştirebilirler,

"أعطني بعض اللون هنا" يمكنهم قول

"Buraya biraz renk katalım," falan diyebildiği için,

لأنه يمكنهم اكتشاف إذا كنت تهتم،

çünkü umursayıp umursamadığınızı anlayabilirler

حيث يمكنهم إنشاء أعمالهم التجارية الخاصة

kendi işlerini kurmak istiyorlar.

أطفالنا ، شبابنا ، لا يمكنهم التقدم أبداً

bizim çocuklarımız gençlerimiz asla ilerleyemesin

لا يمكنهم الانسجام مع بعضهم البعض

Bir türlü birbirleriyle anlaşamıyorlar

"لا يمكنهم سماع أي شيء تقوله."

"Söylediğin hiçbir şeyi duyamıyorlar."

كيف يمكنهم إنشاء تواصل أكثر فعالية.

iletişimi nasıl daha etkili kurabilirler, bunları anlattık.

بعض أصدقائي يمكنهم تحدث الإنجليزية جيداً.

Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.

ويحدث هذا عندما يعرف طلابنا أنه يمكنهم

Bu ise, öğrencilerimizin mutluluklarını, sorunlarını ve kaygılarını

كيف يمكنهم أن يصعدوا بك إلى القمر؟

Ay'a götürmek için onlara nasıl yardım edersiniz?

حيث يمكنهم الحصول على نوعية تعليم جيدة

iyi bir eğitim alabilmeleri için

عندما لا تستطيع ، يمكنهم الاتصال بك الخشب

yapmadığızda'da size odun diye hitap edebiliyorlar

هؤلاء الناس لا يمكنهم تحمل الانتقاد لأنفسهم

bu kişiler kendilerini eleştirilmesine tahammül edemezler

هنا لا يمكنهم القدوم إلى أي مكان

İşte hiçbir yere gelemezler

ثم كيف يمكنهم التحرك في نفس الوقت؟

o zaman nasıl oluyorda hepsi aynı aynı anda hareket edebiliyor?

أعلم أن هناك أناساً من يمكنهم رؤيته.

Onu görebilecek insanlar olduğunu biliyorum.

الذي يمكنهم القيام به بعدد من الطرق.

birkaç yolla yapabilecekleri seçenek var.

يمكنهم تذكيرنا إذا اخفقنا في حل المشكلات المجتمعية،

Sosyal meseleleri çözemediğimizde bize hatırlatmalarda bulunabilirler.

أعتقد أن الأطفال اليوم لا يمكنهم الاستمتاع كثيرًا

şimdiki çocuklar pek bunun keyfini çıkaramıyor sanırım

فقط الناس الذين يستطيعون البحث العلمي يمكنهم الذهاب

sadece bilimsel araştırma amaçlı insanlar gidebilecek

يمكنهم تدمير كل شيء ما عدا كل شيء

her şeyi ama her şeyi yok edebiliyorlar

لا لم يموتوا. علاوة على ذلك ، يمكنهم السباحة

hayır ölmüyorlar. Yüzebiliyorlar üstelik

وفي أثناء ذلك، يمكنهم أن يجعلوا هذا العالم أفضل.

ve bununla dünyamızı daha iyi yerlere getirebilirler.

الآن ، يفكر المسؤولون فيما يمكنهم فعله للحد من المسافة.

Şimdi, yetkililer mesafeyi sınırlamak için neler yapabileceklerini düşünüyor.

أفضل ما يمكنهم فعله هو الانتظار حتى تقع الكارثة الحتمية

Yapabilecekleri en iyi şey, kaçınılmaz felaketi bekleyip

‫يمكنهم محاولة صيد هذه الفصيلة‬ ‫في بضع ليال من الربيع.‬

Bu avı ancak baharda birkaç gece yakalamaya çalışabilirler.

هؤلاء الأشخاص لا يمكنهم لعب البلياردو لأن الروبوتات ليس لها ذراعان،

Bu adamlar bilardo oynayamaz çünkü robotların kolu yok

علاوة على ذلك ، يمكنهم إنتاج الكهرباء بشكل طبيعي دون استخدام المحركات.

üstelik motor kullanmadan elektriği doğal yolla üretebiliyorlardı

يمكنهم دفعنا للسفر في الزمان والمكان عن طريق تغيير الحجم مباشرة.

Bizi direk boyut değiştirerek zamanda ve mekanda yolculuğa itebiliyor bunlar

لذلك عندما كنت أجري إلى النافورة، بحثت عن أشخاص يمكنهم الركض معي.

Yani çeşmeye koşarken benimle birlikte koşabilecek insanları aradım.

ولكن باختصار ، لا يمكنهم الحصول على 58 دولارًا غريبًا سنويًا بدون موافقتك.

ama kısaca özetle 58 küsür doları senin rızan olmadan sittin sene alamazlar

سنلقي نظرة على خمسة مشاهد موت شهيرة من الملاحم الإسكندنافية القديمة ، لنرى ما يمكنهم

Bize 'Viking zihniyeti' hakkında ne söyleyebileceklerini

الراسي عند مصب نهر الدانوب، والذي أخبرهم أنه يمكنهم التحرك في اتجاه أعلى النهر.

Tuna nehrinin ağzında demir atmış səlib donanması ilə əlaqəni möhkəmləndirdilər, onlara artıq yuxarı doğru hərəkət edə biləcəklərini söylədilər.

ضرب الكرة بعيدًا يعني أن لاعبي الغولف يمكنهم تحريك الكرة فوق العقبات المصممة لجعل اللعبة صعبة.

Topa çok fazla vurmak, golfçülerin oyunu zorlaştırmak için tasarlanmış engellerin üzerinden topu uçurabileceği anlamına gelir.