Translation of "‫هواء" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "‫هواء" in a sentence and their turkish translations:

‫هناك تيار هواء بكل تأكيد.‬

Kesinlikle bir hava akımı var.

‫أم النفق الذي بلا تيار هواء؟‬

hava akımı olmayan tünel mi?

‫تظل الروائح فوّاحة في هواء الليل.‬

Geceleyin havada asılı ağır bir koku var.

ليس ثمّة هواء في هذه الغرفة.

- Bu odada hava yok.
- Bu odada hiç hava yok.

‫هواء نقي،‬ ‫وأشعة الشمس مسلطة على وجهي.‬

Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.

‫يحمل هواء الصباح الراكد أغانيها‬ ‫عبر الظلال.‬

Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.

‫انظر، الشعلة تتراقص كذلك.‬ ‫هناك تيار هواء بكل تأكيد.‬

Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.

ثم نقوم بتحويله إلى اهتزاز لعمود هواء في الحلق.

ve bunu boğazda bir titreşimli hava sütununa dönüştürürüz.

‫تنتشر صرخاته لأكثر من 100 متر‬ ‫في هواء الليل.‬

Çığlığı, durgun gecede 100 metrenin ötesine kadar ulaşıyor.

‫لكن صوت الصيد يصدح بعيدًا‬ ‫عبر هواء الليل البارد.‬

Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.

‫عمره قصير ولا توجد نسمة هواء تنشر له بوغه.‬

Sporlarını yaymak için ne vakit ne de en ufak esinti vardır.

أتعلمون، في ذاك الوقت، لم تكن الناس تملك مكيفات هواء،

O zamanlar, insanların klimaları yoktu

‫النفق الذي به تيار هواء‬ ‫أم النفق الذي بلا تيار هواء؟‬

Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?