Examples of using "Jij" in a sentence and their turkish translations:
Sen var ya...
Hey, sen!
Sen misin?
Budala!
Yetki sizde, karar sizin.
Sana yardım edildi.
Karar sizin.
Tamamen boka batmışsın.
Seni hain!
- Şimdi senin servisin.
- Şimdi servis sırası sende.
Sen ikiyüzlüsün!
Sen yiyorsun.
Peki ya sen?
Yetki sizde, bu konuda benimlesiniz. Karar sizin.
Siz önce gidin.
Ne diyorsunuz? Yetki sizde.
Ne düşünüyorsunuz? Yetki sizde.
Burada kalacaksın.
Bir şarkıcı mısın?
Ne düşünüyorsunuz? Çamur mu, dal mı? Karar sizin.
Bu yolculuğun yetkisi sizde. Karar sizin.
Yetki sizde, unuttunuz mu? Karar sizin.
Anlamadığın şeyi tercüme edemezsin.
- Seni aptal!
- Seni aptal!!
Sen bizim komşusun.
Anahtarların var mı?
Sen Tom'sun, öyle değil mi?
Ne düşünüyorsunuz?
Aferin size!
Pekâlâ, karar sizin:
Ne düşünüyorsunuz?
Siz kimi kötü gösteriyorsunuz?
''Hazır mısın?''
Sen bir profesörsün.
Hangisini alırsın?
- Sen yaramazsın.
- Çok yaramazsın.
Sen, sessiz ol!
Sık sık ağlar mısın?
Sen teksin.
Sen John'mısın?
- Şarabın var.
- Şarabınız var.
Aşk mektupları yazıyor musun?
O sen misin?
Siz bize yardım edersiniz.
Bir şeyin kokusunu alıyor musun?
Sen ölüsün.
Senin adın Tom mu?
- Sen akıllısın.
- Sen zekisin.
Etin var.
Hey, sen!
Beni anlıyorsun.
Bu sen misin?
Seni domuz!
Sen Tom musun?
Bu gece yemek pişiriyor musun?
Sen gereksizsin.
Kiraz suyu içiyorsun.
Ne kadar yiyorsun?
Her zaman şarkı söylüyorsun.
Sana yardım ediliyor.
- Sen diye hitap edebilirsin!
- Bana sen de!
Bir şey saklıyorsun.
Sen vejetaryensin.
Sen büyük bir insansın.
Sinirlisin.
Bir şarkıcı mısın?
Kaz kafalı!
- Ata binebilir misin?
- Ata binmeyi biliyor musun?