Examples of using "Bartender" in a sentence and their turkish translations:
Barmen nerede?
Ben bir barmenim.
Sen mükemmel bir barmensin.
- Tom bir barmen.
- Tom barmendir.
Tom bir barmendi.
Ben bir barmen değilim.
Tom barmen değildi.
Tom barmen değil.
Sen gerçekten kötü bir barmensin.
Tom barmenle konuştu.
Barmen içecekleri karıştırdı.
Tom hâlâ barmen mi?
Barmensin, değil mi?
Tom hâlâ bir barmen.
Tom barmene kimliğini gösterdi.
Tom bir barmen olarak çalışıyor.
Barmen yaşıma bile bakmadı.
Tom bir barmen, değil mi?
Barmen Tom'a içkisini uzattı.
Barmen Tom'u adıyla karşıladı.
Barmen Tom'a içkisini getirdi.
Şimdi bir barmen olarak çalışıyorum.
Tom şimdi bir barmen olarak çalışıyor.
Tom eskiden bir barmendi.
Tom hafta sonlarında bir barmen olarak çalışır.
Tom hâlâ bir barmen, değil mi?
Barmen, bir içki içmek isterim.
Bir erkek yeğenim var. O bir barmen.
Tom bir barmen olarak yarı zamanlı çalışır.
Barmenden bir bira daha istedim.
O, Wilber'in arkadaşları için bir barmendi.
Sen hâlâ bir barmen olarak çalışıyor musun?
Tom bir barmen olarak çalışıyor.
Barmen Tom'u bardan kovdu.
Tom barmene sahte kimlik kartı gösterdi.
Barmen Tom'un hesabını ödemesini istedi.
Daha önce barmen olarak çalıştın mı hiç?
Barmen Tom'u barın dışına attı.
Ben daha gençken bir barmendim.
Her nasılsa Tom'un bir barmen olarak çalışmasını hayal bile edemiyorum.
Tom hâlâ bir barmen olarak çalışıyor, değil mi?
Barmen Tom'un önüne bir içki koydu.
Tom barmene döndü ve bir içki daha sipariş etti.
Barmen bana senin burada devamlı bir müşteri olduğunu söyledi.
Tom'la ilk tanıştığımızda, o bir barmendi.
Bütün hayatın boyunca bir barmen olmak ister misin?
Barmen, kavgayı durdurmak için tezgahın arkasından çıktı.
Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
Bir at bir bara girer. Barmen "Neden bu kadar uzun bir yüz?" diye sorar.
Tom bir barmen olduğu için, o her gün çalışırken bir buz kıracağı kullanır.
Tom'un şarkı söylediği yerdeki barda barmen olarak yarı zamanlı bir işe girdim.
Barmen Tom'un oturduğu yere gitti ve ona ne içmek istediğini sordu.