Translation of "Childhood" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Childhood" in a sentence and their turkish translations:

His childhood was harsh.

Onun çocukluğu zordu.

'Childhood friends' are scary.

"Çocukluk arkadaşları" korkutucu.

Some of my childhood memories.

sizinle paylaşayım.

She had a happy childhood.

Onun mutlu bir çocukluğu vardı.

He is a childhood friend.

O, bir çocukluk arkadaşıdır.

He had a rough childhood.

O zor bir çocukluk geçirdi.

She had a rough childhood.

Zor bir çocukluğu vardı.

Let's talk about your childhood.

Senin çocukluğun hakkında konuşalım.

Tom had a happy childhood.

Tom'un mutlu bir çocukluğu vardı.

I had a horrible childhood.

- Ben korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Ben berbat bir çocukluk geçirdim.

Vaccinations help prevent childhood diseases.

Aşılar çocukluk hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.

I remember my childhood clearly.

Çocukluğumu çok net hatırlıyorum.

The "childhood friends" scare me.

"Çocukluk arkadaşları" beni korkutuyor.

She survived an abusive childhood.

O küfürlü bir çocukluk atlattı.

What was his childhood nickname?

- Onun çocukluktaki takma adı neydi?
- Onun çocukluk lakabı neydi?

Tom had a terrible childhood.

Tom kötü bir çocukluk geçirdi.

Dan is Linda's childhood love.

Dan Linda'nın çocukluk aşkı.

Oh, my childhood was nice!

Ah, çocukluğum hoştu!

Tom had a rough childhood.

Tom kaba bir çocukluk geçirdi.

Tell us about your childhood.

- Bize çocukluğunuzdan bahsedin.
- Bize çocukluğundan bahset.

Tell me about your childhood.

Bana çocukluğundan söz et.

I had a happy childhood.

Benim mutlu bir çocukluğum vardı.

I remember my childhood well.

Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.

Tom is a childhood friend.

Tom bir çocukluk arkadaşıdır.

Childhood obesity is an epidemic.

Çocukluk şişmanlığı bir salgın halindedir.

It's like a childhood dream.

O bir çocukluk hayali gibidir.

Tom had a healthy childhood.

Tom sağlıklı bir çocukluk geçirdi.

This was my childhood bedroom.

Burası çocukluğumun yatak odasıydı.

Tom had a troubled childhood.

Tom sıkıntılı bir çocukluk geçirdi.

Tom had a hard childhood.

Tom zor bir çocukluk geçirdi.

In childhood, time passes slowly.

Çocukluk çağında, zaman yavaş olarak geçer.

Layla had an abusive childhood.

Leyla istismarlı bir çocukluk geçirdi.

Layla had a tough childhood.

Leyla zor bir çocukluk geçirmişti.

Tom had a tough childhood.

Tom zorlu bir çocukluk geçirdi.

What was your childhood like?

Senin çocukluğun nasıldı?

Tom had a normal childhood.

Tom'un normal bir çocukluğu vardı.

- I have a clear memory of my childhood.
- I remember my childhood well.

- Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.

- Tom did not have an easy childhood.
- Tom didn't have an easy childhood.

Tom'un kolay bir çocukluğu yoktu.

- That song reminds me of my childhood.
- This song reminds me of my childhood.

O şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.

And having lost a childhood friend,

bir çocukluk arkadaşımı,

I frequently recall my happy childhood.

Sık sık mutlu çocukluğumu hatırlıyorum.

It reminds me of my childhood.

O bana çocukluğumu hatırlatıyor.

I've known Jim since my childhood.

Ben, çocukluğumdan beri Jim'i tanıyorum.

I'm a childhood friend of Tom's.

Ben Tom'un çocukluk arkadaşıyım.

I had such a happy childhood.

Böyle mutlu bir çocukluğum vardı.

A childhood illness left her blind.

Bir çocukluk hastalığı onu kör bıraktı.

Tom and I are childhood friends.

Tom ve ben çocukluk arkadaşıyız.

I think fondly of my childhood.

Çocukluğumu severek düşünüyorum.

I spent my childhood in Pakistan.

Çocukluğum Pakistan'da geçti.

I remember my childhood with pleasure.

Çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.

I recall my childhood with pleasure.

Ben çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.

Tom had a very difficult childhood.

Tom çok zor bir çocukluğu vardı.

My childhood dream is coming true.

Çocukluk hayalim gerçekleşiyor.

What's your favorite memory from childhood?

En sevdiğin çocukluk anın nedir?

I often remember my happy childhood.

Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.

Tom never talks about his childhood.

Tom asla çocukluğu hakkında konuşmaz.

Tom has known Mary since childhood.

Tom Mary'yi çocukluğundan beri tanımaktadır.

I had a pretty happy childhood.

Çok mutlu bir çocukluğum vardı.

What is your earliest childhood memory?

En eski çocukluk anınız nedir?

Tom spent his childhood in Boston.

Tom çocukluğunu Boston'da geçirdi.

Layla had a very painful childhood.

Leyla çok acılı bir çocukluk geçirdi.

Layla had a very difficult childhood.

Leyla çok zor bir çocukluk geçirdi.

Sami had a care-free childhood.

Sami dertsiz bir çocukluk geçirdi.

Tom had a pretty rough childhood.

- Tom oldukça zor bir çocukluk dönemi geçirdi.
- Tom oldukça zor bir çocukluk dönemi yaşadı.

Sami had a more difficult childhood.

Sami'nin daha zor bir çocukluğu vardı.

Mary spent her childhood in Boston.

Mary çocukluğunu Boston'da geçirdi.

I spent my childhood in Ankara.

Benim çocukluğum Ankara'da geçti.

He had suffered from abuse in childhood,

Çocukken istismara uğramıştı.

Anyway let's get back to our childhood

neyse artık dönelim çocukluğumuza

But what we have known since childhood

ama bizim çocukluğumuzdan beri bildiğimiz şey ne

And I took inspiration from my childhood,

Çocukluğumdan

Yumiko married a childhood friend last June.

Geçen Haziran Yumiko, bir çocukluk arkadaşıyla evlendi.

The song always reminds of my childhood.

Şarkı her zaman çocukluğumu hatırlatır.

Our feud traces back to our childhood.

Kan davamız çocukluğumuza kadar uzanır.

Do you know anything about Tom's childhood?

- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musun?
- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musunuz?

This park reminds me of my childhood.

Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.

This photograph reminds me of my childhood.

Bu fotoğraf bana çocukluğumu hatırlatıyor.

This song reminds me of my childhood.

Bu şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.

This picture reminds me of my childhood.

Bu resim bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Chicken pox is a common childhood illness.

Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır.

Her story brought back our happy childhood.

Onun hikayesi mutlu çocukluğumuzu geri getirdi.

You and Tom were childhood friends, right?

Sen ve Tom çocukluk arkadaşlarısınız, değil mi?

I sometimes look back on my childhood.

Bazen çocukluğumu anımsarım.

He was quite weak in his childhood.

Çocukluğunda oldukça cılızdı.

Dan began dating his childhood friend, Linda.

Dan çocukluk arkadaşı Linda ile çıkmaya başladı.

Tom made a film about his childhood.

Tom kendi çocukluğu hakkında bir film yaptı.

That photo was taken in my childhood.

O fotoğraf benim çocukluğumda çekildi.

We have known each other since childhood.

Çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanırız.

I wish my childhood had been better.

Keşke çocukluğum daha iyi olsaydı.

What is your earliest memory from childhood?

Çocukluğundan kalan en eski anın ne?

I have conflicting feelings about my childhood.

Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.