1. Home
  2. Translation in context
  3. English-Turkish
  4. Chocolates

Translation of "Chocolates" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Chocolates" in a sentence and their turkish translations:

Those chocolates were good.

Şu çikolatalar iyiydi.

- Tom bought Mary some chocolates.
- Tom bought some chocolates for Mary.

Tom Mary'ye birkaç çikolata aldı.

Where's my box of chocolates?

Çikolata kutum nerede?

He bought her some chocolates.

O, ona biraz çikolata aldı.

Do you want those chocolates?

Şu çikolataları istiyor musun?

This box contains assorted chocolates.

Bu kutu çeşitli çikolatalar içerir.

I ate a box of chocolates.

Bir kutu çikolata yedim.

He ate a box of chocolates.

O bir kutu çikolata yedi.

I brought you some Belgian chocolates.

Sana birkaç Belçika çikolatası getirdim.

I bought you some Belgian chocolates.

Sana birkaç Belçika çikolatası satın aldım.

- Tom bought Mary a box of chocolates.
- Tom bought a box of chocolates for Mary.

Tom Mary'ye bir kutu çikolata aldı.

Here's a box of chocolates for you.

İşte sizin için bir kutu çikolata.

Tom gave me a box of chocolates.

Tom bana bir kutu çikolata verdi.

Life is like a box of chocolates.

Hayat bir kutu çikolata gibidir.

I love chocolates, especially those with nuts.

Çikolataları severim, özellikle fındıklı olanları.

Tom gave Mary a box of chocolates.

Tom, Mary'ye bir kutu çikolata verdi.

Tom brought Mary a box of chocolates.

Tom Mary'ye bir kutu çikolata getirdi.

You like the slightly sour chocolates, don't you?

Hafif ekşi çikolataları seversin, değil mi?

Tom ate a whole box of chocolates by himself.

Tom tek başına tam bir kutu çikolata yedi.

My uncle brought a two-tiered box of chocolates from Doha.

Amcam Doha'dan iki katmanlı çikolata kutusu getirdi.

It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.

Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

"These chocolates taste really good!" "Tom's eaten forty-nine of them." "Tom always was a glutton."

"Bu çikolatalar çok iyi tadın!" "Tom kırk dokuzunu yedi." "Tom hep bir gurme idi."

- Tom bought Mary some chocolate.
- Tom bought some chocolates for Mary.
- Tom bought some chocolate for Mary.

Tom Mary'ye birkaç çikolata aldı.

I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.

Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım.

"Tom gave Mary a box of chocolates and one long-stemmed rose for her birthday." "That's really sweet."

"Tom Mary'ye doğum günü için bir kutu çikolata ve uzun saplı bir gül verdi" " O gerçekten hoş."