Examples of using "Cucumbers" in a sentence and their turkish translations:
Salatalığı severim.
- Salatalıkları dilimle.
- Salatalıkları dil.
Tom neredeyse hiç salatalık yemez.
Salatalıklar karpuzlarla aynı ailedendir.
- Tom hemen hiç salatalık yemez.
- Tom neredeyse asla salatalık yemez.
Kızların salatalık sevmesinin nedeni budur.
Tom domates, salatalık ve marul yetiştirir.
Salatalıkları mümkün olduğunca ince doğra.
Salatalığı soymadan yemem.
Almanlar salatalık yememeleri konusunda uyarıldı.
Bizim kabak, domates, salatalık, havuç, bamya ve patatesimiz var.
Salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.
Kedilerin neden salatalıktan korktuğunu anlamıyorum. Belki de bilmediğimiz bir şeyi biliyorlardır.