Examples of using "Cult" in a sentence and their turkish translations:
O bir Yahudi kültü.
- Sami bir kült kurdu.
- Sami bir tarikat kurdu.
- Sami, Ferit'in kültünü terk etti.
- Sami, Ferit'in tarikatını terk etti.
Sami kültü terk etti.
- Sami tarikattan ayrıldı.
- Sami tarikatı terk etti.
Tatoeba bir tutku değildir.
Dini tarikat nedir?
- Ben bir tarikattayım.
- Ben bir kültteyim.
Sami tarikatta kaldı.
Sami'nin tarikatı çalışmaya devam ediyor.
- Tom bir dinî tarikata girdi.
- Tom tarikata katıldı.
- Tom bir UFO tarikatına girdi.
- Tom bir uzaylı tarikatına katıldı.
Tom mezhebin şüpheli göründüğünü düşünüyordu.
Bu film bir kült klasik.
Sami o tarikatı hiç duymadı.
- Sami, Mısır'da bir kült kurdu.
- Sami, Mısır'da bir tarikat kurdu.
Sami kendini kültüne adamıştı.
- Tom tarikattan atılmıştı.
- Tom tarikattan aforoz edilmişti.
Tom'un bir tarikata katıldığı doğru mu?
- Sami, Ferit'in kültünün bir üyesiydi.
- Sami, Ferit'in tarikatının bir üyesiydi.
- Sami bir kültün lideriydi.
- Sami bir tarikatın lideriydi.
Bu gerçek bir din değil. Bu bir tarikat.
- Sami, kültün eski bir üyesidir.
- Sami tarikatın eski üyesidir.
Bir dinle bir tarikat arasındaki fark nedir?
Birisi bana Tom'un bir tarikata katıldığını söyledi.
- Sami 16 yıldır kültün bir üyesiydi.
- Sami 16 yıldır tarikatın bir üyesiydi.
Sami, tarikatı terk ettiği için Leyla'nın düşman olduğunu düşünüyor.
Bu tarikattaki herkes, hapishanedekiler gibi turuncu giysiler giyer.
Bir kült üyesi zehirlenmiş meyve ile kraliçeye suikast girişiminde bulundu.
O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
Her şey yolunda giderse bir kült tarafından kaçırılacağım.
Sami, Ferit Bekir ve tarikatının öğretilerine inanmaya devam etti.