Examples of using "Damaging" in a sentence and their turkish translations:
Bu oldukça yıkıcı.
Bu da sayısız aileyi yıkıp zarar veriyordu.
Kirlilik dünyamıza zarar veriyor.
Bu son derece zararlı olabilir.
- Tom itibarını zedeliyor.
- Tom kendi ününe zarar veriyor.
Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.
Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
Futbol beyin hasarlı insanlar için beyin hasarlı bir spordur.
'' Anahtar endüstrilerde üretim fazlalığı hem Çin'in sürdürülebilirliğine hem de dış ticaret ilişkilerine zarar veriyor''