Translation of "Daughter's" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Daughter's" in a sentence and their turkish translations:

Your daughter's tall.

Senin kızın uzun boylu.

Today's my daughter's birthday.

Bugün kızımın doğum günüdür.

Your daughter's very attractive.

Kızınız çok çekici.

My daughter's your age.

Kızım senin yaşında.

What's your daughter's name?

Kızınızın adı nedir?

She's my daughter's best friend.

O, kızımın en iyi arkadaşı.

My daughter's driving me crazy.

Kızım beni deli ediyor.

Tom's daughter's boyfriend is Canadian.

Tom'un kızının erkek arkadaşı Kanadalı.

Tom loves his daughter's face.

Tom kızının yüzünü seviyor.

This is my daughter's school.

Bu benim kızımın okulu.

My daughter's name is Mary.

Kızımın adı Mary'dir.

Today is your daughter's birthday.

Bugün senin kızının doğum günü.

What is your daughter's name?

Senin kızının adı nedir?

Tom brushed his daughter's hair.

Tom kızının saçlarını fırçaladı.

Tom braided his daughter's hair.

Tom kızının saçını ördü.

- We are anxious about our daughter's health.
- We're anxious about our daughter's health.

Kızımızın sağlığı hakkında endişeliyiz.

Mary is my daughter's best friend.

Mary kızımın en iyi arkadaşı.

My sister is my daughter's godmother.

Kız kardeşim, kızımın vaftiz annesidir.

Tom was my daughter's best friend.

Tom kızımın en iyi arkadaşıydı.

He wrote to his daughter's husband.

Kızının kocasına yazdı.

He wept over his daughter's death.

Kızının ölümü üzerine ağladı.

Tom is my daughter's best friend.

Tom benim kızımın en iyi arkadaşı.

Sami is his daughter's biggest defender.

Sami, kızının en büyük savunucusudur.

Sweeping the room is my daughter's job.

Odayı süpürmek kızımın işidir.

She tidies her daughter's room every day.

Her gün kızının odasını toplar.

He's my daughter's son. He's my grandson.

O, kızımın oğlu. O benim torunum.

Sami attempted to get his daughter's custody.

Sami kızının velayetini almaya çalıştı.

I think my daughter's coming down with something.

Sanırım kızım bir şeyle aşağıya iniyor.

Mary bought a present for her daughter's friend.

Mary kızının arkadaşı için bir hediye aldı.

Tom leaned over and kissed his daughter's forehead.

Tom eğildi ve kızının alınını öptü.

Didn't you find out about your daughter's wedding?

Kızının düğünü hakkında öğrenmedin mi?

Sami and Layla celebrated their daughter's sixth birthday.

Sami ve Leyla, kızlarının altıncı doğum gününü kutladı.

Tom is your daughter's best friend, isn't he?

Tom senin kızın en iyi arkadaşı değil mi?

- The drinks at Tom's daughter's wedding cost him a packet.
- The drinks at Tom's daughter's wedding cost him a bundle.

Tom'un kızının düğünündeki içkiler ona çok pahalıya mal oldu.

He made no effort to accept his daughter's boyfriend.

O, kızının erkek arkadaşını kabul etmek için hiçbir çaba harcamadı.

We're spending Christmas Eve at our grown daughter's house.

Biz Noel arifesini bizim yetişkin kızın evinde harcıyoruz.

Tom flew to Boston to attend his daughter's wedding.

Tom kızının düğününe katılmak için Boston'a uçtu.

The mother tied a ribbon in her daughter's hair.

Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.

My daughter's slowness to take action is a pain.

Kızımın uyuşukluğu beni hasta ediyor.

First of all, I'm very worried about my daughter's health.

Her şeyden önce kızımın sağlığından çok endişeliyim.

As a father he must pay for his daughter's education.

Babası olarak kızının eğitimi için para ödemelidir.

He broke down completely on hearing of his daughter's death.

Kızının ölümünü duyunca tamamen yere yığıldı.

I sewed a badge onto my daughter's bag for her.

Kızımın çantasına onun için bir rozet diktim.

- Jumping rope is my daughter's favorite.
- My daughter loves jumping rope.

İp atlamak, kızımın en sevdiği şeydir.

The father gave his own life in order to save his daughter's.

Baba kızının canını kurtarmak için kendi canını verdi.

I was at my friend's house for dinner to celebrate his daughter's birthday.

Kızının doğum gününü kutlamak için akşam yemeğinde arkadaşımın evindeydim.