Examples of using "Equator" in a sentence and their turkish translations:
Ekvatora inanıyorsun
Ekvatorda her boylam derecesi için mesafe.
Gemi bu gece Ekvator'u geçecek.
Dünya ekvator çevresinde daha kalındır.
Ekvatorda gece ve gündüz eşittir.
bu ekvator dediğimiz saçmalığı işaretledim
Dünya ekvatora simetrik değildir.
Gemi yarın ekvator'u geçecek.
Ekvator, Dünya'yı iki yarım küreye böler.
Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
Ülkenin başkenti ekvator üzerinde yer almaktadır.
Ekvator yakınında, hava yıl boyunca sıcak ve nemlidir.
ekvator bir taşma noktasına ulaşana kadar büyür ve büyür.
Australya yolculuğumda ilk kez ekvatoru geçtim.
Kakao sadece ekvatorun yaklaşık 20 ° kuzey ve güneyi içinde büyüyebilir.
ekvator tarafına gittikçe yeryüzü yükseldiği için çarpması gerekiyor
Ekvator dünyayı iki eşit parçaya bölen hayali bir çizgidir.
Tropikal yağmur ormanları hemen hemen her zaman sıcak ve nemli olan ekvator yakınında yer alırlar.
Ekvatorda, Dünya yaklaşık saatte 2200 kilometre hızla dönüyor.
Amerika'ya erken ticaret, ticaret rüzgarlarına, yani Dünya'yı ekvator yakınında çevreleyen hakim doğu rüzgarlarına dayanıyordu.
Ekvatorun her iki tarafında hakim rüzgarlar zıt yönlerde eser. Sınırın kuzeye ve güneye kayması muson rüzgarlarını oluşturur.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.