Examples of using "Exodus" in a sentence and their turkish translations:
Milyonlarca yarasanın göçü saatlerce sürer.
Kırsal göçü Almanya'nın bu bölgesindeki bütün köylerin nüfusunu azalttı.
adanın iflası ve bir ayrılan insanların devasa göçü
kriz ve çıkışını nasıl durduracağız adada acı çekiyor, bunları