Translation of "Fend" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Fend" in a sentence and their turkish translations:

We'll fend for ourselves.

Biz başımızın çaresine bakarız.

Left to fend for themselves.

Kendi başlarının çaresine bakacaklar.

The children were left to fend for themselves.

Çocuklar kendi kaderlerine bırakıldılar.

She must fend for herself while her mother is fishing.

Annesi balık avlarken kendi başının çaresine bakması gerek.

Their formations break up and many soldiers are left to fend for themselves.

Hatları bozuluyor ve çoğu asker kendi başının çaresine bakmak zorunda kalıyor.

To fend off the Russians, while Napoleon  raced to join him with the main army.

Napolyon ana orduyla ona katılmak için yarışırken, Rusları savuşturmak için birliklerini ustalıkla kullandı .

Some musicians and actors hire security guards to help fend off their over-eager fans.

Bazı müzisyen ve aktörler aşırı istekli hayranlarını savuşturabilmek için güvenlik görevlisi işe alırlar.

So much prey makes this an ideal training ground for a young jaguar learning to fend for himself.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.