Examples of using "Hijab" in a sentence and their turkish translations:
Leyla başörtüsü takıyordu.
Leyla'nın başörtüsü muhteşem.
Sami'nin kızı başörtüsü takıyordu.
Leyla bir tesettür modacısı.
Leyla bir başörtüsü giyiyor.
Leyla tesettüre girmeli.
Leyla tesettür takıyordu.
Leyla tesettürü taktı.
Sami tesettüre karşı.
Leyla tesettür takmıyordu.
- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.
- Leyla başörtüsü takmaya karar verdi.
- Leyla başını örtmeye karar verdi.
- Leyla başını kapatmaya karar verdi.
- Leyla tesettüre girmeye karar verdi.
Leyla harika bir başörtüsü giyiyordu.
Leyla'nın başörtüsü hakkında birçok soruları vardı.
Leyla tesettürde kalmaya devam ediyor.
Leyla tesettürden çıkmaya karar verdi.
Leyla asla tesettürden çıkmayacak.
Leyla türbanı doğru bir şekilde takmıyor.
- Leyla tesettürünü çıkarmaya karar verdi.
- Leyla türbanını çıkarmaya karar verdi.
- Leyla tesettürünü çıkarıyor.
- Leyla türbanını çıkarıyor.
Leyla başörtüsü için YouTube videoları yapmaya başladı.
Leyla evde tesettürünü çıkarır.
Leyla asla yeniden tesettürden çıkmayacak.
Leyla tesettürden çıkmamaya karar verdi.
Mary asla başörtüsü olmadan evi terk etmez.
Leyla'nın başörtüsü onu Tanrı'ya yaklaştırdı.
Sami asla Leyla'yı tesettüre girmeye zorlamadı.
Leyla yeniden tesettüre girmeye karar verdi.
Sami Leyla'ya tesettürünü çıkarmasını söyledi.
- Leyla türbanını çıkarmayı düşünüyordu.
- Leyla tesettürünü çıkarmayı düşünüyordu.
Leyla tesettür takıyor çünkü Müslüman.
Leyla tesettüre girmediği için cezalandırılmayacak.
Leyla tesettüre girmediği için cezalandırılacak.
Leyla başörtüsü takıyordu.
- Kamusal alanda başörtüsünü yasakladılar.
- Devlet binalarında tesettürü yasakladılar.
Leyla tanrısıyla yüzleşecek ve tesettüre girmediği için sorguya çekilecek.
Leyla tesettüre girmediği için Kıyamet Günü'nde cezalandırılmak istememişti.