Translation of "Hijab" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Hijab" in a sentence and their turkish translations:

Layla wore a hijab.

Leyla başörtüsü takıyordu.

Layla's hijab is gorgeous.

Leyla'nın başörtüsü muhteşem.

Sami's daughter wore the hijab.

Sami'nin kızı başörtüsü takıyordu.

Layla is a hijab stylist.

Leyla bir tesettür modacısı.

Layla is wearing a hijab.

Leyla bir başörtüsü giyiyor.

Layla should wear the hijab.

Leyla tesettüre girmeli.

Layla was wearing a hijab.

Leyla tesettür takıyordu.

Layla put the hijab on.

Leyla tesettürü taktı.

Sami is against the hijab.

Sami tesettüre karşı.

Layla wasn't wearing the hijab.

Leyla tesettür takmıyordu.

Sami's daughter stopped wearing the hijab.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

Layla decided to wear the hijab.

- Leyla başörtüsü takmaya karar verdi.
- Leyla başını örtmeye karar verdi.
- Leyla başını kapatmaya karar verdi.
- Leyla tesettüre girmeye karar verdi.

Layla was wearing a gorgeous hijab.

Leyla harika bir başörtüsü giyiyordu.

Layla had many questions about hijab.

Leyla'nın başörtüsü hakkında birçok soruları vardı.

Layla is keeping her hijab on.

Leyla tesettürde kalmaya devam ediyor.

Layla decided to remove the hijab.

Leyla tesettürden çıkmaya karar verdi.

Layla will never remove her hijab.

Leyla asla tesettürden çıkmayacak.

Layla isn't wearing the hijab properly.

Leyla türbanı doğru bir şekilde takmıyor.

Layla decided to remove her hijab.

- Leyla tesettürünü çıkarmaya karar verdi.
- Leyla türbanını çıkarmaya karar verdi.

Layla is taking off her hijab.

- Leyla tesettürünü çıkarıyor.
- Leyla türbanını çıkarıyor.

Layla started making YouTube videos for hijab.

Leyla başörtüsü için YouTube videoları yapmaya başladı.

Layla takes her hijab off at home.

Leyla evde tesettürünü çıkarır.

Layla will never remove her hijab again.

Leyla asla yeniden tesettürden çıkmayacak.

Layla decided not to remove her hijab.

Leyla tesettürden çıkmamaya karar verdi.

Mary never leaves the house without her hijab.

Mary asla başörtüsü olmadan evi terk etmez.

Layla's hijab has brought her closer to God.

Leyla'nın başörtüsü onu Tanrı'ya yaklaştırdı.

Sami never forced Layla to wear the hijab.

Sami asla Leyla'yı tesettüre girmeye zorlamadı.

Layla decided to put the hijab back on.

Leyla yeniden tesettüre girmeye karar verdi.

Sami asked Layla to take her hijab off.

Sami Leyla'ya tesettürünü çıkarmasını söyledi.

Layla was thinking about taking her hijab off.

- Leyla türbanını çıkarmayı düşünüyordu.
- Leyla tesettürünü çıkarmayı düşünüyordu.

Layla wears the hijab because she is Muslim.

Leyla tesettür takıyor çünkü Müslüman.

Layla won't be punished for not wearing the hijab.

Leyla tesettüre girmediği için cezalandırılmayacak.

Layla will get punished for not wearing the hijab.

Leyla tesettüre girmediği için cezalandırılacak.

- Layla was wearing a Muslim headscarf.
- Layla wore a hijab.

Leyla başörtüsü takıyordu.

They banned the wearing of the hijab in public buildings.

- Kamusal alanda başörtüsünü yasakladılar.
- Devlet binalarında tesettürü yasakladılar.

Layla will face her Lord and get questioned for not wearing the hijab.

Leyla tanrısıyla yüzleşecek ve tesettüre girmediği için sorguya çekilecek.

Layla didn't want to get punished on the Day of Judgment for not wearing the hijab.

Leyla tesettüre girmediği için Kıyamet Günü'nde cezalandırılmak istememişti.