Examples of using "Iran" in a sentence and their turkish translations:
Sen İranlısın.
Onlar İranlı.
İsrail, İran'a saldıracak mı?
Tahran İran'dadır.
İran'a gittim.
Kim İran'da?
Ben İran'dan geldim.
Ben İran'daydım.
İran Irak değildir.
Oğlum İran'a gitti.
İran'da hava nasıl?
İran'ın nükleer silahları yoktur.
Hangisi haklı? Irak mı İran mı?
İran ABD'ye karşı savaş ilan etti.
- İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
- İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.
Tahran, İran'ın en büyük kentidir.
Safevi hanedanı 1501 yılında İran'ı yeniden birleştirdi.
Tarihsel olarak, Basra körfezi İran'a aittir.
Eskiden İran'da aslanlar vardı.
stratejik bir konum . O dönemde bin dokuz yüz yetmiş dokuz yılda açılışı yapılan
İran ve Rusya ortak bir banka kuracak.
İran uzaya maymun göndermeyi planlıyor.
Tom, Irak ve İran arasındaki farkı bilmiyor.
İran dünyada on sekizinci en büyük ülkedir.
Birleşik Krallık ve İran diplomatik ilişkilerini yeniden başlattılar.
2009 yılında İran'da gerçekleşen başkanlık seçimlerini takip eden aylarda,
Tahran İran'ın başkentidir.
İran hiç savaş kazanmadı, ama hiç müzakere de kaybetmedi.
O zamandan beri Kanada ve İran arasındaki diplomatik ilişkiler askıya alındı.
Birleşik Devletlerin İran ile resmi diplomatik ilişkileri bulunmuyor.
Mısır toplumunun istikrarını tehdit ediyor , ancak en büyük korku, geçici evliliğin
Basra Körfezi, İran ve Arap Yarımadası arasında yer alır.
Humeyni'ye göre ise ancak İran gibi halk desteğine sahip bir ülke, İslam dünyasının gerçek temcilcisi olabilirdi.
Bazen İran'da olduğu gibi kendisine yakın diktatörler yerleştirdi
izliyor. Yüzde yetmiş beş , ardından İran ve Kanada yüzde yetmiş bir
Eylül 1980'de Saddam Hüseyin diktatörlüğündeki Irak, İran'ı işgal etti.
18. Yüzyıldan bugüne kadar Ruslar ve Britanyalılar tarafından iki kez istila edilmiştir.
Böylelikle Irak, Suudi Arabistan ve İran destekli karşıt grupların vekalet savaşlarına ev sahipliği yapmaya başladı.
İsfahan'ın erkeklerinin İran'ın en iyi ustaları oldukları iyi bilinir.
Son zamanlarda, İsrail ve İran'ın ortak çok az şeyi var fakat Esperanto onlardan biridir.
Washington, İran’ı istila etmenin aşırı maliyetli olacağını ve muhtemelen başarısızlığa mahkum olacağını çok iyi biliyor.
Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.
O evlenmek için İran'a geri dönebileceğini söylemesine rağmen, Japonya'dan sonra onun planları kararlaştırılmadı.