Examples of using "Joining" in a sentence and their turkish translations:
Bize katıldığın için teşekkürler.
Onlara Bill Anders katıldı.
Tom bizim şirketimize katılıyor.
Tom bize katılacak mı?
Bize katıldığın için teşekkür ederim.
Tom bize katılmayacak mı?
Litvanya Avrupa Birliği'ne katılıyor.
Tom orduya katılmayı düşünüyor.
Katılım için üyelik aidatı yok.
Tom yakında sana katılacak.
Başka biri sana katılıyor olacak mı?
Onlara katılıp bize destek olabilirsiniz.
Bu öğleden sonra yanımızda olduğunuz için teşekkürler.
Keşke takımımıza katılmayı düşünsen.
Orduya katılmayı düşünüyordum.
Tom beni kulübüne katılmam için ikna etti.
Tom Mary'yi grubumuza katılması için ikna etti.
Ekibimize katılmak ister misin?
Sirke katılmakla ilgileniyor musun?
ve kendini liderliğe adamış kadınlar için.
Kulübümüze katılmayı düşünmeni istiyorum.
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
Bu şubat ayında bir piyano yarışmasına katılıyorum.
Gittikçe daha fazla öğrenci protestolara katılıyor.
Tom grubumuza katılmayı açıkça istemedi.
Tom gözlem odasında sana katılacak.
Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı.
Lütfen Tom'u ekibimize katılmaya ikna edin.
Esrar Yetiştiricileri Birliği'ne katılmayı cidden düşünmelisin.
Tom'un orduya katılmakla ilgileneceğinden kuşkuluyum.
Kollajen, dokuların birleştirilmesine yardımcı olan bir proteindir.
Toplantıya katılmamak için herhangi bir mazereti kabul etmeyeceklerdir.
Tom'u takımımıza katılması için ikna edebileceğini düşünüyor musun?
Kulübümüzde bize katılmanıza itirazımız yok.
Lütfen bunları birleştirmeyi ve desteklemeyi düşünün bağımsız siyaset sağlama misyonumuz
Takıma katılmayı planlıyoruz.
giderek sadece 13 yaşında Topoğrafya Mühendisleri'ne katıldı ve 17 yaşında teğmen olarak atandı.
Türkiye bugün Avrupa Birliği'ne katılmanın eşiğindeki gelişmiş bir ülkedir.
Hâlâ takıma katılmayı planlıyoruz.
Tom takıma katılmayı planlıyor.
Tom hâlâ takıma katılmayı planlıyor.
Tom bana takıma katılmayı düşündüğünü söyledi.
Takıma gerçekten katılmak istemiyorsun, değil mi?
Takıma katılmayı planlamadığımı biliyordun, değil mi?
Tom bana takıma katılmayı düşündüğünü söyledi.
Tom'un hâlâ takıma katılmayı planladığını biliyorsun, değil mi?