Translation of "Marbles" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Marbles" in a sentence and their turkish translations:

You've lost your marbles.

Sen keçileri kaçırmışsın.

You're losing your marbles.

Sen misketlerini kaybediyorsun.

- Tom must've lost his marbles.
- Tom must have lost his marbles.

- Tom keçileri kaçırmış olmalı.
- Tom bilyelerini kaybetmiş olmalı.

The children are playing marbles.

Çocuklar bilye oynuyorlar.

He must have lost his marbles.

- O, keçileri kaçırmış olmalı.
- O, aklını kaçırmış olmalı.

Look at these marbles bouncing off of the barriers,

Bariyerlerden zıplayan bu bilyelere bir bakın,

And then we can bring in marbles from below

Sonra bilyeleri aşağıdan tekrar getirip

As the marbles get to the bottom of the scattering maze,

Bilyeler dağılımlı düzeneğin sonuna gelirken

The children made a small hole in the ground for their game of marbles.

- Çocuklar meşe oyunları için yerde küçük bir oyuk açtılar.
- Çocuklar bilye oyunları için yerde küçük bir oyuk açtılar.

When I was a kid, my classmates and I would all take marbles to school to play with. These days, most kids have got smartphones and iPods.

Çocukluğumda sınıf arkadaşlarım ve ben oynamak için bütün bilyeleri okula götürürdük. Bu günlerde çoğu çocuğun akıllı telefonları ve iPod'ları var.