Examples of using "Mountainous" in a sentence and their turkish translations:
Ermenistan dağlık bir ülkedir.
Kasaba dağlık bir bölgededir.
Dağlık bir bölgede doğdum.
Ben dağlık bir bölgede büyüdüm.
Eskiden dağlık bir bölgede yaşıyordum.
- Kabiliye kuzeydoğu Cezayir'de bulunan dağlık bir bölgedir.
- Kabiliye kuzeydoğu Cezayir'de yer alan dağlık bir bölgedir.
Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri
Teras çiftçiliği Çin'in dağlık bölgelerinde yaygın olarak uygulanmaktadır.
Ekvator'un başkenti Pichincha'nın dağlık ilinde, Quito'dur.
Kabiliyece Cezayir'in kuzeydoğusundaki dağlık Kabiliye bölgesinde konuşulan bir Berberi lehçesidir.