1. Home
  2. Translation in context
  3. English-Turkish
  4. Note

Translation of "Note" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Note" in a sentence and their turkish translations:

Note well.

Güzelce not al.

The note said,

Notta şöyle diyordu:

This note says,

Bu not diyor ki,

- The note was from him.
- The note was from her.

Not ondandı.

Tom left a note.

Tom bir not bıraktı.

What's the note say?

- Notta ne yazıyor?
- Notta ne var?

Tom read the note.

Tom notu okudu.

I got your note.

Notunu aldım.

I received your note.

Notunu aldım.

I wrote the note.

Not yazdım.

Was there a note?

Bir not var mıydı?

Send Tom a note.

Tom'a bir not gönderin.

Write Tom a note.

Tom'a bir not yaz.

Write them a note.

Onlara bir not yaz.

Write him a note.

Ona bir not yaz.

Write her a note.

Ona bir not yaz.

I left a note.

Bir not bıraktım.

I read the note.

Notu okudum.

Who wrote this note?

Bu notu kim yazdı?

Sami saw Layla's note.

Sami, Leyla'nın notunu gördü.

Sami read this note.

Sami bu notu okudu.

Tom read Mary's note.

Tom Mary'nin notunu okudu.

- Tom wrote a note to Mary.
- Tom wrote Mary a note.

Tom Mary'ye bir not yazdı.

- Tom would've left a note.
- Tom would have left a note.

Tom bir not bırakırdı.

- Tom left Mary a note.
- Tom left a note for Mary.

Tom Mary'ye bir not bıraktı.

- I left a note for Tom.
- I left Tom a note.

Tom için bir not bıraktım.

- I'm going to write Tom a note.
- I'll write Tom a note.
- I'll write a note to Tom.

Tom'a bir not yazacağım.

- I should've left Tom a note.
- I should've left a note for Tom.
- I should have left Tom a note.
- I should have left a note for Tom.

Tom'a bir not bırakmalıydım.

Like this note that says,

Notta dediği gibi,

There’s this note that says,

Buradaki notta ise şöyle diyor,

Please pass the note around.

Lütfen notu elden ele gezdirin.

She left me a note.

Bana bir not bıraktı.

Note how I do it.

Onu nasıl yaptığımı not et.

He slipped me a note.

O bana gizlice bir not verdi.

Tom sent me a note.

Tom bana bir not gönderdi.

Tom handed Mary a note.

Tom Mary'ye bir not uzattı.

What did the note say?

- Not ne diyordu?
- Notta ne yazıyordu?

Tom left me a note.

Tom bana bir not bıraktı.

Tom slipped Mary a note.

Tom Mary'nin eline bir not tutuşturdu.

Tom glanced at the note.

Tom nota baktı.

The note was from Tom.

Not Tom'dandı.

Tom read the note again.

Tom notu tekrar okudu.

Did you deliver the note?

Notu teslim ettin mi?

I left you a note.

- Sana bir not bıraktım.
- Size bir not bıraktım.

I sent Tom a note.

Tom'a bir not gönderdim.

Please take note of that.

- Lütfen ona dikkat et.
- Lütfen onunla ilgilen.

Tom wrote a suicide note.

Tom bir intihar notu yazdı.

Tom gave Mary the note.

Tom Mary'ye notu verdi.

I'll write you a note.

Sana bir not yazacağım.

Tom ripped up the note.

Tom notu yırttı.

Tom left a suicide note.

Tom bir intihar notu bıraktı.

No suicide note was found.

- Hiçbir intihar notu bulunmadı.
- Hiç intihar notu bulunmadı.

Didn't you get my note?

Notumu almadın mı?

I sent you a note.

Sana bir not gönderdim.

I sent them a note.

Onlara bir not gönderdim.

I sent him a note.

Ona bir not gönderdim.

I sent her a note.

Ona bir not gönderdim.

The note was from them.

Not onlardandı.

The note was from him.

Not ondandı.

What does this note mean?

Bu not ne anlama geliyor?

Tom slipped me a note.

Tom bana bir not verdi.

Thanks for the note, Tom.

Not için teşekkürler, Tom.

Jamal left me a note.

Jamal bana bir not bıraktı.

I left Tom a note.

Tom'a bir not bıraktım.

Fadil received a ransom note.

Fadıl bir fidye mektubu aldı.

I wrote Tom a note.

Tom'a bir not yazdım.

Let's write Tom a note.

Tom'a bir not yazalım.

Sami read Layla's suicide note.

Sami, Leyla'nın intihar notunu okudu.

Sami wrote the suicide note.

Sami intihar notu yazdı.

Sami typed a suicide note.

Sami bir intihar notu yazdı.

Tom left Mary a note.

Tom Mary'ye bir not bıraktı.

We found Tom's suicide note.

Tom'un intihar notunu bulduk.

- I'm going to write them a note.
- I will write them a note.

Onlara bir not yazacağım.

- Please don't show Tom this note.
- Please don't show this note to Tom.

Bu notu lütfen Tom'a göstermeyin.

He handed a note to me.

O bana bir not uzattı.

He sent me a brief note.

O, bana kısa bir not gönderdi.

Tom left a note for Mary.

Tom Mary için bir not bıraktı.

Please note that I am jealous!

Lütfen kıskanç olduğumu göz önünde bulundur!

Tom says he left a note.

Tom bir not bıraktığını söylüyor.

Tom handed a note to me.

Tom bana bir not uzattı.

Tom handed the note to Mary.

Tom notu Mary'ye uzattı.

Did Tom leave a suicide note?

Tom bir intihar notu bıraktı mı?

When did you get this note?

Bu notu ne zaman aldın?

You should write Tom a note.

Tom'a bir not yazmalısın.

Tom didn't leave a suicide note.

Tom intihar notu bırakmadı.

Tom sent a note to Mary.

Tom, Mary'ye bir not gönderdi.

All Tom left was a note.

Tom'un bütün bıraktığı bir nottu.

I should've left you a note.

Sana bir not bırakmalıydım.

I should've left them a note.

Onlara bir not bırakmalıydım.

I should've left him a note.

Ona bir not bırakmalıydım.