1. Home
  2. Translation in context
  3. English-Turkish
  4. Painter

Translation of "Painter" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Painter" in a sentence and their turkish translations:

- He is a painter.
- That's a painter.

O bir ressam.

- I'm a painter.
- I am a painter.

Ben bir ressamım.

That's a painter.

O bir ressam.

- Tom is a mediocre painter.
- Tom's a mediocre painter.

Tom vasat bir ressamdır.

- Tom is a gifted painter.
- Tom is a talented painter.

Tom yetenekli bir ressamdır.

The painter died young.

Ressam genç yaşta öldü.

He is a painter.

O bir ressam.

Tom is a painter.

Tom bir ressam.

Who's your favorite painter?

En sevdiğiniz ressam kimdir?

I'm a house painter.

Evlere boya badana yapıyorum.

Picasso is an eminent painter.

Picasso seçkin bir ressamdır.

They assisted the painter financially.

- Ressamı maddi olarak desteklediler.
- Ressama mali olarak yardım ettiler.
- Ressama parasal yönden yardımcı oldular.

She became a famous painter.

O ünlü bir ressam oldu.

Tom is a good painter.

Tom iyi bir ressamdır.

Tom is a house painter.

Tom bir ev boyacısı.

Tom works as a painter.

Tom ressam olarak çalışmaktadır.

This painter lives in London.

Bu ressam Londra'da yaşıyor.

Tom is a sloppy painter.

Tom özensiz bir ressamdır.

He is a famous painter.

- O ünlü bir ressam.
- O meşhur bir ressam.

Ali's grandfather was a painter.

Ali'nin dedesi boyacıydı.

- You are a good painter, aren't you?
- You're a good painter, aren't you?

Sen iyi bir ressamsın, değil mi?

Botanist, geologist, cartographer, writer and painter

botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarı ve ressamı

Maybe I should become a painter.

Belki bir ressam olabilirim.

Frida Kahlo was a Mexican painter.

Frida Kahlo, Meksikalı bir ressamdı.

He is a sort of painter.

O bir tür ressam.

Tom is a famous portrait painter.

Tom ünlü bir portre ressamıdır.

Tom is a very good painter.

Tom çok iyi bir ressamdır.

Tom is a well-known painter.

Tom tanınmış bir ressamdır.

Tom is a very famous painter.

Tom çok ünlü bir ressamdır.

Tom is a very talented painter.

Tom çok yetenekli bir ressamdır.

Tom is a painter, isn't he?

Tom bir ressam, değil mi?

Pablo Picasso was a great painter.

Pablo Picasso harika bir ressamdı.

Tom isn't a painter, is he?

Tom ressam değil, değil mi?

- I know that Tom isn't a good painter.
- I know Tom isn't a good painter.

Tom'un iyi bir ressam olmadığını biliyorum.

He was born to be a painter.

O bir ressam olmak için doğdu.

He claims that he is a painter.

O, bir ressam olduğunu iddia ediyor.

He is known as a great painter.

O, büyük bir ressam olarak bilinir.

She has international renown as a painter.

O bir ressam olarak uluslararası üne sahiptir.

Tom is a playwright and a painter.

Tom oyun yazarı ve ressamdır.

Carlos Morel was the first Argentine painter.

Carlos Morel ilk Arjantinli ressamdı.

How does the painter get that effect?

Ressam bu efekti nasıl veriyor?

Tom hopes to become a famous painter.

Tom ünlü bir ressam olmayı umuyor.

Tom was born to be a painter.

Tom ressam olmak için doğdu.

Claude Monet was a famous impressionist painter.

- Claude Monet ünlü bir izlenimci ressamdı.
- Claude Monet ünlü bir empresyonist ressamdı.

Tom is a good painter, isn't he?

Tom iyi bir ressam, değil mi?

Tom is a talented painter, isn't he?

- Tom yetenekli bir ressam, değil mi?
- Tom yetenekli bir boyacı, değil mi?

- Tom is a painter, but he's not very good.
- Tom is a painter, but he isn't very good.

Tom bir ressamdır ama pek iyi değildir.

He has a great talent as a painter.

Bir ressam olarak büyük bir yeteneği var.

The painter produces many fine works of art.

Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.

This painter went to Paris for his studies.

Bu ressam Paris'e eğitimi için gitti.

The picture was painted by a famous painter.

Resim ünlü bir ressam tarafından yapıldı.

- You're a good painter.
- You're a good artist.

Sen iyi bir ressamsın.

So Da Vinci had left his master a painter

Yani Da Vinci ustasına ressamlığı bıraktırmıştı

Besides being an actress, she was a famous painter.

Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı.

That's the painter whose picture you want to buy.

Resmini satın almak istediğin ressam odur.

Tom Jackson was an American naval officer and painter.

Tom Jackson, Amerikalı bir deniz subayı ve ressamdı.

- I have wanted to be a painter for a long time.
- I've wanted to be a painter for a long time.

Uzun süredir ressam olmak istiyorum.

And I learned this from the historian Nell Irvin Painter --

ki bunu da tarihçi Nell Irvin Painter'den öğrendim.

He's a painter, but he doesn't do traditional Chinese painting.

O bir ressam ama geleneksel Çin resimlerini yapmaz.

The landscape painter made some touch-ups to the painting.

Manzara ressamı resme bazı rötuşlar yaptı.

It seems that this is not painted by a painter.

Bu, bir ressam tarafından yapılmamış gibi görünüyor.

The painter went to Paris with the object of studying painting.

- Ressam, resim çalışma amacıyla Paris'e gitti.
- Ressam resim eğitimi amacıyla Paris'e gitti.

He is a famous painter and should be treated as such.

O ünlü bir ressamdır ve öyle davranılmalı.

But now I am starting to be known as the painter teacher.

artık boyacı öğretmen olarak anılmaya başladım.

Not everyone who has a paintbrush in their hand is a painter.

Ellerinde bir boya fırçası olan herkes bir ressam değildir.

Keri is a gifted painter. Indeed, she has an extraordinary talent for painting.

Keri yetenekli bir ressamdır. Gerçekten, onun resim için olağanüstü bir yeteneği var.

Perhaps we should advertise in the local newspaper for a reliable house painter.

Belki güvenilir bir ev boyacısı için yerel bir gazeteye ilan vermeliyiz.

Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter.

- Tom ve Mary dürüst ve yetenekli bir ressam buldukları için çok mutlu.
- Tom ve Meryem dürüst ve becerikli bir boyacı buldukları için çok memnun.

I visited the atelier of a painter that I had not visited in a long time. This painter had just acquired a new model and he was in a very good mood.

Ben uzun süre ziyaret etmediğim bir ressamın atölyesini ziyaret ettim. Bu ressam az önce yeni bir model edindi ve çok iyi bir ruh hali içindeydi.

So even if you are a painter, you need to know how to market yourself

Yani siz bir ressam olsanızda kendinizi pazarlamayı bilmeniz gerek

The quality of a painter depends on the amount of past he carries with him.

Bir ressamın kalitesi taşıdığı geçmiş miktarına bağlıdır.

After tying up loose ends on the house, the carpenter gave the painter approval to begin work.

Evde gevşek uçları sabitledikten sonra, marangoz ressamın işe başlaması için onay verdi.

A painter paints his pictures on canvas. But musicians paint their pictures on silence. We provide the music, and you provide the silence.

Ressam resimlerini tuvalin üzerine yapar, müzisyenlerse sessizliğin üzerine. Biz müziği sunarız, siz ise sessizliği.