Examples of using "Permitted" in a sentence and their turkish translations:
O yasaktır.
Sigara içilir.
Köpekler izinlidir.
Burada sigara içmeye izin verilmez.
Sami suça izin verdi.
Sınıfta sigara içmek yasaktır.
Onu görmem için bana izin verilmedi.
Buna izin verilmeyecek.
Burada ziyaretçilere izin verilmez.
Bu gölde yüzmeye izin verilmez.
Bu nehirde balık tutmaya izin verilmez.
Bu gölde balık tutmaya izin verilmez.
Bu köprüden balık tutmaya izin veriliyor mu?
Onu görmek için bana izin verilmedi.
Evcil hayvanlar izinlidir.
Neden burada balık tutmaya izin verilmez?
Neden burada yüzmeye izin verilmez?
Gazete muhabirlerine içeri girmesine izin verilmedi.
Tom'un bunu yapmasına izin verilmedi.
Tom'un bunu yapmaya izni yok.
Tom'un bunu yapmasına izin verildi.
Tom Mary'nin onu yapmasına izin verdi.
Tom bunu yapmak için izinli.
Tom bunu yapmama izin verdi.
Tom'u görmeme izin verilmedi.
Tom Mary'nin bunu yapmasına izin verirdi.
Sinemada sigara içmeye izin verilmez.
Öğretmen onun eve gitmesine izin verdi.
Polis memurlarının görevdeyken içki içmelerine izin verilmemektedir.
O binada fotoğraf çekmeye izin veriliyor mu?
Tom'un istifa etmesine izin verilmemeli.
Bunun bir daha olmasına izin verilemez.
Polis ona orada park etmesi için izin verdi.
Emily kendisiyle yaşamama izin verdi.
Emily bilgisayarını kullanmama izin verdi.
Artık Tom'un bunu yapmasına izin verilmiyor.
Bunu burada yapma izniniz yok.
Bunu burada yapmamıza izin var mı?
Tom'un bunu yapmasına izin verilmeyecek.
Tom Mary'nin bunu yapmasına izin verilmediğini söylüyor.
Jüpiter'e serbest olanın öküze de serbest olması gerekmez.
Sigaranı söndür. Burada sigara içmeye izin verilmez.
Çocuğa onlarla gitmesi için izin verildi.
Flaşlı fotoğraf çekmek bu noktadan itibaren yasak.
Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.
- Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına izin verdim.
- Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.
Bana onu seninle tartışmama izin verilmiyor.
Tanrı yoksa her şey serbesttir.
Çocuğa iki şekerleme izni verildi.
Savaş Odası'nda savaşmaya izin verilmemektedir.
Hiç kimsenin bu binaya girmesine izin verilmiyor.
Onların Kanada'ya geçmeleri için izin verilmedi.
Onların bahçede dolaşmasına izin verdi.
Burada açıkça izin verilmeyen her şey yasaktır.
Tom bunu yapmana izin vermemeliydi.
Bunu yapmama izin verilmeyebilir.
Sami'ye annesini ziyaret etmesi için izin verilmedi.
Tom bunu yapmak için izinli, değil mi?
Oturanların alana girmesine izin verilmedi.
Bu binaya köpek getirmenize izin verilmez.
Tom'un bildiği her şeyi Mary'ye söylemesine izin verilmedi.
Tom artık bizim bunu yapmamıza izin verilmediğini söyledi.
Tom, bunu yapmama izin verilebileceğini düşündü.
Tom bunu yapmak için Mary'ye izin verilebileceğini düşündü.
Bu nehirde yüzmeye izin verilmez.
Bana bunu burada yapma izni verilmediği söylendi.
DNA örneklerinin saklanmasına izin verilmemelidir.
Annem sinemaya gitmeme izin verdi.
Melanie'nin anne babası Emily'nin kendi evlerinde kalmasına izin verdi.
Çocuklarımın bunu yapmasına birçok kez izin verdim.
Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin verilmeyebileceğini düşünüyordu.
Suudi Arabistan'da kadınların araba sürmelerine izin verilmez.
Suudi kadınların ülkelerinden yalnız ayrılmalarına izin verilmiyor.
Tom'a bunu yapmasına izin verilip verilmediğini biliyor musun?
Tom, bunu yapmasına izin verileceğini bildiğini söyledi.
Tom, bana bunu yapmaya izin verilebileceğimi düşündüğünü söyledi.
Tom, bunu yapmak için bana izin verilmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
bu sayede de dengeli bir dönüş ekseni eğikliğinin yanı sıra,
Öğretmenimiz çalışma sırasında sözlük kullanmamıza izin verdi.
Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.
Orduda hiç kimsenin izinsiz olarak gitmesine izin verilmez.
Yasaklanmış kitaplar ücretsiz erişimine izin verilmeyen kitaplardır.
Tanrı olmasaydı, o zaman her şeye izin verileceğine karar verdi.
Bunu yapmasına izin verilen tek kişi sen değildin, değil mi?
Tom, Mary'nin bunu yakında yapmasına izin verilebileceğini düşündüğünü söyledi.
Tom, bunu yapmasına izin verilmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
Tom, bunu kendi başına yapmasına izin verileceğini bildiğini söyledi.
Burada sigara içmeye izin verilmez.
Tom akşam 10.00'dan sonra Mary'nin piyano çalmasına hiç izin vermedi.
Tom'u görmeme izin verilmedi.
Onları görmek için bana izin verilmedi.
Tom, Mary'nin artık bunu yapmasına izin verilmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
Tom Mary'nin bunu kendi başına yapması için izin verilebileceğini bildiğini söyledi.
Tom, bunu kendi başına yapmasına izin verilemeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
Tom, Mary'nin bunu kendi başına yapmasına izin verilmeyebileceğini bildiğini söyledi.