Translation of "Persistent" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Persistent" in a sentence and their turkish translations:

We're persistent.

Biz ısrarcıyız.

You're persistent.

Sen ısrarcısın.

I'm persistent.

Israrcıyım.

We were persistent.

Biz kalıcıydık.

Tom is persistent.

Tom ısrarcı.

Tom was persistent.

Tom ısrarlıydı.

You're very persistent.

Sen çok inatçısın.

How persistent you are!

Ne kadar inatçısın!

You're persistent, aren't you?

Sen süreklisin, değil mi?

The smell is persistent.

Koku kalıcı.

- I'm persistent.
- I'm persevering.

Ben azmediyorum.

Tom is very persistent.

Tom çok ısrarcı.

Tom wasn't very persistent.

Tom çok inatçı değildi.

Tom was very persistent.

- Tom çok ısrarcıydı.
- Tom çok inatçıydı.

- I think Tom is persistent.
- I think that Tom is persistent.

Sanırım Tom inatçı.

- I know Tom is persistent.
- I know that Tom is persistent.

Tom'un ısrarcı olduğunu biliyorum.

Why such a persistent force?

Neden bu kadar kalıcı bir etken?

Tom is persistent, isn't he?

Tom ısrarlı, değil mi?

I can be very persistent.

Çok ısrarcı olabilirim.

I have a persistent cough.

İnatçı bir öksürüğüm var.

You're very persistent, aren't you?

Sen çok inatçısın, değil mi?

Tom is very persistent, isn't he?

Tom çok kalıcı, değil mi?

I have a persistent pain here.

Burada devamlı bir ağrı var.

Have you had persistent headaches recently?

Son zamanlarda geçmeyen baş ağrınız var mı?

Be patient and persistent. These things take time.

Sabırlı ve ısrarcı ol. Bu şeyler zaman alır.

- Tom is persuasive, isn't he?
- Tom is persistent, isn't he?

Tom ikna edici, değil mi?

Have you had a persistent cough within the past few days?

Son birkaç gündür geçmeyen öksürüğünüz var mı?

Tom didn't seem to be as persistent as Mary seemed to be.

Tom, Mary'nin göründüğü kadar inatçı görünmüyordu.

Have you had any persistent itching, rash, or dryness anywhere on your body?

Vücudunuzun herhangi bir yerinde geçmeyen kaşıntı, kızarıklık ya da kuruluk oldu mu?