1. Home
  2. Translation in context
  3. English-Turkish
  4. Peter

Translation of "Peter" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Peter" in a sentence and their turkish translations:

- Who is Pedro?
- Who's Peter?
- Who is Peter?

Pedro kimdir?

Peter loves Jane.

Peter Jane'i seviyor.

Peter loved Jane.

Peter, Jane'i sevdi.

Peter the Cruel is also known as Peter the Just.

Zalim Peter, Adil Peter olarak da bilinir.

She is with Peter.

O, Peter ile birlikte.

Peter looks very young.

Peter çok genç görünüyor.

My name is Peter.

Benim adım Peter.

Peter opened the door.

Peter kapıyı açtı.

Peter hates peeling potatoes.

Peter patates soymaktan nefret eder.

- Peter is buying a tomcat.
- Peter is buying a tom cat.

Peter bir erkek kedi satın alıyor.

Peter is a merry fellow.

Peter neşeli bir adam.

Peter is not in now.

Peter şimdi içeride değil.

Peter didn't come after all.

Peter yine de gelmedi.

Peter came in your absence.

Peter senin yokluğunda geldi.

They chose Peter as captain.

Onlar Peter'i kaptan olarak seçtiler.

Peter is buying a tomcat.

Peter bir erkek kedi satın alıyor.

Peter is a truthful man.

Peter dürüst bir adam

Peter lives with his friend.

Peter, arkadaşıyla yaşıyor.

Peter is a night owl.

Peter bir gece baykuşu.

Jane is loved by Peter.

Jane Peter tarafından sevilir.

Peter is a truth teller.

Peter gerçek bir veznedardır.

Mrs. Hughes, this is Peter Brown.

Bayan Hughes, bu Peter Brown.

Peter isn't anything like his father.

Peter babası gibi bir şey değildir.

Peter may need a new diaper.

Peter'ın yeni bir bebek bezine ihtiyacı olabilir.

Peter wanted to become a doctor.

Peter bir doktor olmak istiyordu.

John is more qualified than Peter.

John, Peter'dan daha niteliklidir.

Peter arrived from the city yesterday.

Peter dün şehirden geldi.

Shall I ask Peter for help?

Peter'dan yardım isteyeyim mi?

Peter has decided to leave tomorrow.

Peter yarın ayrılmaya karar verdi.

Peter O'Toole is my favorite actor.

Peter O'Toole en sevdiğim aktördür.

Introduce me to your friend Peter.

Beni arkadaşın Peter'la tanıştır.

John and Peter are inseparable friends.

John ve Peter ayrılmaz arkadaşlar.

The clock was stolen by Peter.

Saat Peter tarafından çalındı.

Our friend Peter has gone mad.

Arkadaşımız Peter delirdi.

Peter is buying a female cat.

Peter dişi bir kedi alıyor.

Peter didn't intend to break the vase.

Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi.

Peter doesn't need to attend the meeting.

Peter'ın toplantıya katılmasına gerek yoktur.

Peter fell in love with the girl.

Peter kıza âşık oldu.

Peter, Nancy will be ready in while.

Peter, Nancy bir süre içinde hazır olacaklar.

Peter sent heartfelt wishes to his parents.

Peter anne ve babasına içten dileklerini iletti.

Peter was fed up with childish girls.

Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı.

Peter denied that he was Christ's disciple.

Peter İsa'nın müridi olduğunu reddetti.

Peter and Eve are a dream couple.

Peter ve Eve bir rüya çiftidir.

Peter likes to improvise on his guitar.

Peter gitarıyla doğaçlama yapmayı sever.

Peter is cold, he wish a sweater.

Peter üşüyor, o bir kazak istiyor.

Peter could tell that she was bored.

Peter sıkıldığını söyleyebilir.

Peter and Eve make a lovely couple.

Peter ve Eve birbirine çok yakışıyor.

Peter is English. Is Susan English, too?

Peter İngilizdir. Susan da İngiliz midir?

The baby was named Peter after his grandfather.

Bebeğe dedesinin ismi olan Peter verildi.

Peter remarked that the pudding was too sweet.

Peter pudingin çok tatlı olduğunu söyledi.

Peter applied to his boss for a raise.

Peter ücret artışı için patronuna başvurdu.

Peter really wants a magnet on his fridge.

Peter gerçekten buzdolabına bir mıknatıs istiyor.

Please pass on my best wishes to Peter.

Lütfen en iyi dileklerimi Peter'a ilet.

Peter had fallen in love with that girl.

Peter o kıza aşık olmuştu.

The key is the symbol of St. Peter.

- Anahtar St. Peter'in sembolüdür.
- Anahtar, Aziz Petrus'un simgesi.

Peter takes after his mother more than his father.

Peter babasından daha çok annesine benziyor.

Peter and I would often go to the movies.

Peter ve ben sık sık sinemaya giderdik.

When Peter got up, Jean had already left home.

Peter kalktığında, Jean zaten evden ayrılmıştı.

Peter met Pearl when they were at school together.

Birlikte okuldayken Peter Pearl ile karşılaştı.

Peter always makes a mountain out of a molehill.

Peter her zaman pireyi deve yapar.

Peter is continually making phone calls to his mother.

Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.

Peter doesn't want to go to Nepal with me.

Peter benimle birlikte Nepal'e gitmek istemiyor.

Who is the boy acting the part of Peter Pan?

Peter Pan rolünü oynayan çocuk kim?

The professor with whom I had lunch is named Peter.

Birlikte öğle yemeği yediğim profesörün adı Peter'di.

Philip, like Andrew and Peter, was from the town of Bethesda.

Philip, Andrew ve Peter gibi, Bethesda kasabasındandı.

Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor.

Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.

This book, which I've read twice, was a gift from Peter.

Bu ikinci kez okuduğum kitap Peter'in hediyesiydi.

We wish to invite Peter to Japan in the near future.

Yakın zamanda Peter'ı Japonya'ya davet etmeyi istiyoruz.

Hello! My name is Peter. And you? What is your name?

Merhaba! Benim adım Peter. Ya sen? Adın ne?

Peter has been trying to find a new apartment for some time.

Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.

With these words, Peter Thiel, the famous Silicon Valley investor who we have talked

Bu sözlerle, konuştuğumuz ünlü Silikon Vadisi yatırımcısı Peter Thiel

Peter the Great, Czar of Russia, used to take out people's teeth for fun.

Rus Çarı Büyük Peter eğlenmek için insanların dişini çekerdi.

I was flabbergasted when I found out that Mary used to be called Peter.

Mary'ye Peter denildiğini öğrendiğimde şaşkına döndüm.

Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.

Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.

Peter and Carol were at odds with each other over where to spend their vacation.

Peter ve Carol'un tatillerini geçirecekleri yerde araları açıktı.

Peter not only denied that he was Christ's disciple, but that he even knew him.

Peter sadece Hazreti İsa'nın müridi olduğunu değil aynı zamanda onu tanıdığını bile reddetti.

What would have happened if Peter Parker hadn't been bitten by a spider but a stoat?

Eğer Peter Parker bir örümcek tarafından değilde bir gelincik tarafından ısırılsaydı ne olurdu?

Peter talks with his parents in the United States on the phone at least once a week.

Peter Abd'deki anne babasıyla haftada en az bir kez telefonda konuşur.

I would recommend to everyone that can speak German that they read "Liebesgeschichte" by Hans Peter Richter.

Almanca konuşabilen herkesin Hans Peter Richter'in "Liebesgeschichte"sini okumasını tavsiye ederim.

Sir Peter Blake was tragically killed by pirates on the Amazon river in 2001 as he was on a mission to monitor environment change.

Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.