Examples of using "Press" in a sentence and their turkish translations:
Ve basın
O ona baskı yapmadı.
Bunu basmayın.
matbaa da bazı geri kafalılaların
Zili iki kez çalın.
Basın özgürlüğü ilerliyor.
Shift tuşuna basın.
O ona baskı yapmadı.
Şansını zorlama.
Tom dava açmadı.
Bu düğmeye asla basmayın.
- Sami suçlamada bulunmadı.
- Sami şikayette bulunmadı.
Ters takla için "Sağ"a ve "Tamam"a basın.
- Tom düğmeye basmadı.
- Tom butona basmadı.
Şirket bir basın bülteni yayınladı.
Kolun üstüne bastırınız.
Bu düğmeye basar mısınız?
Bir basın toplantısı düzenleyelim.
Aleyhinde dava açmak istiyorum.
Sana baskı yapmak istemiyorum.
Devam etmek için bir tuşa basın.
Şansımızı zorlamayalım.
Basın söylentileri doğruladı.
- Yanlış düğmeye basma.
- Yanlış düğmeye basmayın.
- Basına konuşma.
- Basına konuşmayın.
Tom sorunun üstüne gitmedi.
Şansını zorlama çocuk.
Basın izliyor olacak.
- Sami şikayetçi olmayı reddetti.
- Sami suçlamada bulunmayı reddetti.
Sami düğmeye basmadı.
Aşağı inmek istiyorsanız "Sağ" ve "Tamam" tuşlarına basın.
Yamaç paraşütü yapmak istiyorsanız "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.
Tom dava açmamaya karar verdi.
Halatla karşıya geçmek istiyorsanız,"Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.
Tom devam etmeye istekli.
Tuşa basmam gerek.
Tuşa basman gerek.
- Bu düğmeye basmasına izin verme.
- Bu butona basmasına izin verme.
Dava açmamaya karar verdim.
Dava açmak mı istiyorsun?
Ben dava açmak istemiyorum.
Tom dava açacak mı?
Tom dava açmamaya karar verdi.
Düğmeye bas.
Birinin bu düğmeye basmasına izin verme.
Basın içeriye giremez.
Onlar bir basın toplantısı planladı.
Tom şikayetçi olmak istemiyor.
Tom değişim için bastırmaya başladı.
Basınla konuşmadım.
Dava açmak istemiyor musun?
Basın toplantısını izlediniz mi?
Uçağa binmek için A tuşuna basın.
Sami suçlamada bulunmamaya karar verdi.
Halatla karşıya geçmek istiyorsanız "Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.
Vahayı keşfetmek istiyorsanız "Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.
Madeni aramak istiyorsanız "Sağ" ve "Tamam" tuşlarına basın.
Siz sadece butona basmalısınız.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
Yangın durumunda, bu düğmeye basın.
Bir açıklama için ona baskı yapmadı.
Caddeyi geçmek için bu düğmeye basın.
Bu düğmeye basarsam ne olur?
Başbakan basın toplantısı yaptı.
Tom sana karşı bir şikayette bulunmak istiyor.
Uluslararası basına hiçbir şey söyleme.
Basına konuşmak zorundasın.
Ben basına konuşmak istiyorum.
Tuşa bas ve ne olduğunu gör.
Tom bir açıklama için Mary'ye baskı yapmadı.
Basın her zaman iyi bir skandalı sever.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
O, ona bir açıklama için baskı yapmadı.
Buraya bastırdığımda acıyor mu?
Basın skandal üzerinde yoğunlaşıyor.
Başbakan yarın bir basın toplantısı düzenleyecek.
Bu yüzden Kartaca generali devam etmeye karar veriyor.
ancak Napolyon ile meseleyi çözemedi.
Mahran yaptığı bir basın açıklamasında,
Bilgi, parça parça basına sızdırılıyor.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
Hangi butona basacağımı bana söyler misin?
- Biz cuma günü bir basın toplantısı yapamıyoruz.
- Cuma günü bir basın toplantısı düzenleyemiyoruz.
Hükümet sansürü tarafından engellenmemiş bir basına ihtiyacımız var.
Ne yaparsan yap, bu butona asla basma.
Bu gece bir basın konferansı olacak.
Laboratuvara girmek, acil durum butonuna basın.
Cuma günü bir basın toplantısı olacak.
Buruna basarsanız, ağız açılır.
Basına inanmamın nedeni budur.
Devam etmek için farenizdeki sol butona tıklayın, lütfen.
Bu kitap baskıya hazırdır.
Kırmızı düğmeye bas.