Examples of using "Pretext" in a sentence and their turkish translations:
O, hastalık bahanesiyle gelmedi.
Benimle kavga etmek için bir bahane buldu.
O, beni görme bahanesiyle evime geldi.
Japon balıkçılık filosu bilimsel araştırma bahanesiyle yılda 1000'den fazla balina yakalar.