Translation of "Recall" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Recall" in a sentence and their turkish translations:

I don't recall.

- Ben hatırlamıyorum.
- Hatırlamıyorum.

I'm beginning to recall.

Hatırlamaya başlıyorum.

I can't really recall.

Gerçekten hatırlayamıyorum.

Now I can recall!

Şimdi hatırlıyorum.

Sami doesn't recall anything.

Sami bir şey hatırlamıyor.

- Tom said he couldn't recall.
- Tom said that he couldn't recall.

Tom hatırlamadığını söyledi.

This is done for recall

geri çağrılması için yapılır bu

I can recall nothing worse.

Daha kötü bir şey hatırlayamıyorum.

I don't recall saying that.

- Böyle söylediğimi hatırlamıyorum.
- Öyle dediğimi anımsamıyorum.

I don't recall that name.

- Bu ismi anımsamıyorum.
- Bu isim bana bir çağrışımda bulunmadı.

Try to recall what happened.

Ne olduğunu hatırlamaya çalış.

I don't recall seeing them.

Onları gördüğümü anımsamıyorum.

I don't recall seeing him.

Onu gördüğümü hatırlamıyorum.

I don't recall seeing her.

Onu gördüğümü hatırlamıyorum.

Tom couldn't recall the details.

Tom detayları hatırlayamadı.

I don't recall doing that.

Bunu yaptığımı hatırlamıyorum.

I can't recall the exact words.

Tam kelimeleri hatırlayamıyorum.

I can recall seeing those pictures.

O resimleri gördüğümü hatırlayabiliyorum.

I frequently recall my happy childhood.

Sık sık mutlu çocukluğumu hatırlıyorum.

Ken couldn't recall that man's name.

Ken o adamın adını hatırlayamadı.

I can't recall who said that.

Bunu kimin söylediğini hatırlamıyorum.

I can't recall all their names.

Onların tüm isimlerini hatırlayamıyorum.

I recall my childhood with pleasure.

Ben çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.

- I don't recall.
- I don't remember.

Hatırlamıyorum!

- I cannot recall anything else at this time.
- I can't recall anything else at this time.

Ben şu anda başka hiçbir şey hatırlayamıyorum.

- I cannot recall when he moved to Boston.
- I can't recall when he moved to Boston.

Onun Boston'a ne zaman taşındığını hatırlamıyorum.

I can't recall where I put it.

Onu nereye koyduğumu hatırlamıyorum.

I don't recall asking for your advice.

Ben tavsiyeni istediğimi hatırlamıyorum.

I don't recall asking for your opinion.

- Fikrini sorduğumu hatırlamıyorum.
- Düşünceni sorduğumu hatırlamıyorum.
- Görüşünü sorduğumu hatırlamıyorum.

I don't recall asking you for help.

Senden yardım istediğimi hatırlamıyorum.

I often recall my happy childhood memories.

Mutlu çocukluk anılarımı sık sık anımsarım.

Recall the chickpea dust and those scented erasers

leblebi tozlarını o kokulu silgileri bir hatırlayın

I recall feeling so good at that time.

O zamanlar kendimi çok iyi hissettiğimi hatırlıyorum.

I can't recall her name at the moment.

- Şu anda ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun adını hatırlayamıyorum.

- I don't really recall.
- I don't really remember.

Ben gerçekten hatırlamıyorum.

The easier it is to recall something from memory,

Bir şeyi hatırlamak ne kadar kolaysa

- I can't recall her name.
- I can't remember your name.

- Onun adını hatırlayamıyorum.
- Adını hatırlayamıyorum.

- Ken couldn't recall his name.
- Ken couldn't remember his name.

- Ken onun ismini hatırlayamadı.
- Ken adını hatırlayamadı.

Your face is familiar, but I can't recall your name.

Senin yüzün tanıdık ama senin adını hatırlayamıyorum.

Do you recall what happened last year on your birthday?

Geçen yıl doğum gününüzde olanları hatırlıyor musunuz?

Recall the filename before you try to perform file recovery.

Dosya kurtarmaya çalışmadan önce dosya adını hatırlayın.

- I don't recall seeing Tom.
- I don't remember seeing Tom.

Tom'u gördüğümü hatırlamıyorum.

- I don't remember doing it.
- I don't recall doing that.

Bunu yaptığımı hatırlamıyorum.

David has so many friends that he can't even recall all their names.

David'in o kadar çok arkadaşı var ki onların tüm isimlerini bile hatırlayamıyor.

As I recall, Tom's house is a little farther in from the main road.

Hatırladığım kadarıyla, Tom'un evi ana yoldan biraz daha uzak.

Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum.

- I don't remember asking you to do that.
- I don't recall asking you to do that.

Onu yapmanızı istediğimi hatırlamıyorum.

There was a problem with the architecture of that company's new computer. They're going through a recall frenzy right now.

O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.

- I don't recall ever wanting to be a fireman or a baseball player as a youth.
- I don't remember ever wanting to become a fireman or a baseball player when I was young.

Ben gençken bir itfaiyeci ya da bir beyzbol oyuncusu olmak istediğimi hiç hatırlamıyorum.