Examples of using "Relaxing" in a sentence and their turkish translations:
Bu rahatlatıcı.
Bu çok rahatlatıcı.
Ben hâlâ dinleniyorum.
Bu gerçekten o kadar rahatlatıcı değil.
Sadece rahatlıyordum.
Bu çok rahatlatıcı.
Tom hâlâ gevşiyor.
O, evde dinleniyor.
Burada sadece rahatlamak için oturuyorum.
Dinlemeyi çalışmaya tercih ederim.
Kitap okumak çok rahatlatıcıdır.
Dinleniyor olman gerekiyor.
Ben rahatlatıcı bir konuşma yaptım.
Dinlendirici bir öğleden sonrayı hak ediyorum.
O, evinde dinleniyor.
Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
Tom ranzasında dinleniyor.
Tom evde yalnız dinleniyor.
Kediler güneşte dinleniyorlar.
Geçen pazarı evde dinlenerek geçirdim.
Size keyifli bir Perşembe dilerim!
Dinleniyor olman gerekiyor, değil mi?
Daha rahat bir hayat yaşamak istiyordu.
Bu hafta sonu rahatlamayı dört gözle bekliyorum.
Tom bir kadeh şarap içerken rahatlıyordu.
Yağmurun sesini rahatlatıcı buluyorum.
Bazı insanlar, park bankları üzerinde rahatlayarak zaman öldürüyorlar.
Tom rahatlatıcı bir şeyler bulmak umuduyla radyoyu değiştirdi.
Tom evde dinleniyor.
Tom ve Meryem yüzen evde rahatlatıcı bir hafta geçirdiler.
Tom ve Meryem yüzen evde bir hafta geçirip dinlendiler.
Portakal çiçekleri rahatlatıcı bir etki ve hoş bir kokuya sahiptir.
Sıcak bir banyonun içinde uzanmak kadar rahatlatıcı bir şey yoktur.
Böyle bir yerde dinlenmek için zamanı değildi.
Balık tutmayı çok seviyorum. Bu oldukça sakinleştirici bir zaman geçirme yöntemi.
Dinlenerek geçirebileceğim daha fazla zaman bulabilmeyi istiyorum.
Seni en sevdiğim kafeye davet etmek istiyorum. O, rahatlatıcı bir ortamı olan güzel bir yer.
Epinefrin, hava yollarının etrafındaki kasları gevşeterek ve tamamen kapanmasını engelleyerek birisinin hayatını kurtarabilir.