Examples of using "Rival" in a sentence and their turkish translations:
O benim rakibim.
O benim rakibim.
Tom'un rakibiyim.
Rakip bir erkek.
Tom benim rakibim.
diğer bir rakibi olan Jeb Bush.
Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
Bu bize rekabetçi ideolojilerin,
Yani devasa bir rakibi vardı zaten
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
Tom rakip çetededir.
Fiyatta rakibimize karşı kaybettik.
Çünkü bu, muhalif teorilerle de uyumludur.
Ama bu, muhalif teoriyle de uyumlu.
Rakip bir şirket tarafından onun işine son verildi.
Rakip bir şirket tarafından Tom'un işine son verildi.
veri aynı zamanda muhalif teorilerle de uyumlu olabilir.
Çünkü veriler yine de muhalif teorilerle uyumlu olabilir.
Rakibi de çağrısına bir ek yapıyor.
Rakibimiz dürüst ve aynı zamanda rekabetçi bir kişiydi.
Lannes'ın eski rakibi Mareşal Bessières geçici komutası altına alındı.
çekişmeli, ayrı ve farklı bir şekilde bir şeyler yapmakla
Erkek kardeşi rakip bir çete tarafından öldürüldükten sonra, Tom intikam planladı.
İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.
Çete lideri Tom tüm rakip çetelere topyekün savaş ilan etti.
Mafya rakip gangsteri öldürmek için kendi planları üzerinde onu içeriye aldı.
Belkide yapabileceği en önemli hareket rakibi olan Baybars'ı,zamanının en iyi komutanlarından birisini
olan Mareşal Murat'la yakın çalışmak zorunda kaldı
Baktı ki Google Video'ya rakip Youtube var,Youtube'u da satın aldı.
Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.
Yerel çocuklar komşu bir kasabadan gelen rakip bir grupla kavga ettiler.
Adidas ve Puma, iki rakip kardeş Adolf ve Rudolf tarafından kurulan Bavyeralı ayakkabı şirketleridir.