1. Home
  2. Translation in context
  3. English-Turkish
  4. Robbery

Translation of "Robbery" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Robbery" in a sentence and their turkish translations:

- That's highway robbery.
- That's highway robbery!

O, otoban soygunu.

Was it a robbery?

O bir soygun muydu?

This is a robbery!

Bu bir soygundur!

We're planning a robbery.

Bir soygun planlıyoruz.

She has security against robbery,

soygunculuğa karşı koruma altında

When did the robbery happen?

Soygun ne zaman oldu?

Simplicity is worse than robbery.

Basitlik soygundan daha kötüdür.

She participated in the robbery.

O, soyguna katıldı.

Tom knew about the robbery.

Tom soygun hakkında biliyordu.

Tom confessed to the robbery.

Tom soygunu itiraf etti.

Tom committed a bank robbery.

Tom bir banka soygunu yaptı.

Fadil died in the robbery.

Fadıl soygunda öldü.

Sami died in the robbery.

Sami soygunda öldü.

Sami was incarcerated for robbery.

Sami soygun için hapsedildi.

Tom was charged with robbery.

Tom hırsızlıkla suçlandı.

- Hands up! This is a robbery.
- Stick 'em up! This is a robbery!

Eller yukarı! Bu bir soygundur.

Murder and robbery are criminal acts.

Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

He described the robbery in detail.

O, soygunu ayrıntılı olarak anlattı.

When did the robbery take place?

Hırsızlık ne zaman gerçekleşti?

Tom stood trial for armed robbery.

Tom silahlı soygun için yargılandı.

Tom was charged with armed robbery.

Tom silahlı soygun ile suçlandı.

Dan wanted to attempt the robbery.

Dan soyguna girişmek istedi.

The gang was planning a robbery.

Çete bir soygun planlıyordu.

Tom did time for armed robbery.

Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.

The robbery was blamed on Tom.

Soygundan Tom sorumlu tutuldu.

It was a robbery gone wrong.

- O, kötü sonuçlanmış bir soygundu.
- O, kötü gitmiş bir soygundu.

Tom pleaded guilty to armed robbery.

Tom, silahlı soygundan dolayı suçlu olduğunu itiraf etti.

Layla decided to do another robbery.

- Leyla başka bir soygun yapma kararı aldı.
- Leyla bir soygun daha yapmaya karar verdi.

Tom told us about the robbery.

Tom bize soygundan bahsetti.

Tom told Mary about the robbery.

Tom Mary'ye soygundan bahsetti.

- Tom might've been involved in the robbery.
- Tom may have been involved in the robbery.

Tom soyguna karışmış olabilir.

He was thrown in prison for robbery.

O, soygun için hapse atıldı.

She admitted her involvement in the robbery.

O, soyguna katılımını itiraf etti.

Tom talked to Mary about the robbery.

Tom Mary ile soygun hakkında konuştu.

Tom agreed to participate in the robbery.

Tom soyguna katılmayı kabul etti.

Tom denied knowing anything about the robbery.

Tom soygun hakkında bir şey bildiğini reddetti.

Fadil and Layla set up a robbery.

Fadıl ve Leyla bir soygun planladılar.

Fadil confessed to setting up the robbery.

Fadıl soygunu düzenlediğini itiraf etti.

Layla was still unaware of the robbery.

Leyla hâlâ soygundan habersizdi.

Sami and Layla set up a robbery.

Sami ve Leyla bir soygun tasarladılar.

Sami confessed to setting up the robbery.

Sami soygunu hazırladığını itiraf etti.

Tom didn't tell Mary about the robbery.

Tom,Mary'ye soygundan bahsetmedi.

Sami has done time for bank robbery.

Sami banka soygunu için zaman ayırdı.

Do things like trick scrap robbery three papers

hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu

He was sent to jail for the robbery.

O soygun nedeniyle hapse gönderildi.

I want it to look like a robbery.

Onun bir soygun gibi görünmesini istiyorum.

Tom had nothing to do with the robbery.

Tom'un soygun ile ilgisi yoktu.

Tom was sent to jail for the robbery.

Tom soygundan dolayı hapse gönderildi.

I was sentenced to three years for robbery.

Hırsızlık nedeniyle üç yıl hapse mahkum edildim.

He was sent to prison for armed robbery.

Silahlı soygundan dolayı hapse gönderildi.

The robbery was caught on a security camera.

Soygun, güvenlik kamerasına yakalandı.

He has something to do with the robbery.

Onun soygunla ilgili yapacak bir şeyi var.

Layla may have been involved in the robbery.

Leyla soyguna karışmış olabilir.

Layla was charged with conspiracy for bank robbery.

Layla banka soygunu için komplo kurmakla görevlendirildi.

- Tom said he didn't know anything about the robbery.
- Tom said that he didn't know anything about the robbery.

Tom soygun hakkında bir şey bilmediğini söyledi.

He was arrested as an accessory to the robbery.

Soygunun suç ortağı olarak tutuklandı.

He was in prison on a charge of robbery.

Soygun suçlamasıyla hapisteydi.

Tom was involved in the planning of the robbery.

Tom soygunu planlamaya dâhil edildi.

Bank robbery will cost you ten years in prison.

Banka soygunu sana hapishanede on yıla mal olacak.

A bank robbery took place here three days ago.

Üç gün önce burada bir banka soygunu gerçekleşti.

Fadil called his brother and they planned a robbery.

Fadıl erkek kardeşini çağırdı ve bir soygun planladılar.

Police had to consider the possibility of a robbery.

Polis soygun olasılığını değerlendirmek zorunda kaldı.

Sami called his brother and they planned a robbery.

Sami erkek kardeşini çağırdı ve bir soygun planladılar.

Sami wanted the murder to look like a robbery.

Sami cinayetin bir soygun gibi görünmesini istedi.

The police arrested a suspect in connection with the robbery.

Polis soygunla ilgili olarak bir şüpheliyi tutukladı.

The owner of the store was killed during the robbery.

Mağazanın sahibi soygun sırasında öldürüldü.

The police found nothing to link Dan to the robbery.

Polis Dan'ı soyguna bağlayacak bir şey bulamadı.

- Tom was accused of theft.
- Tom was charged with robbery.

Tom hırsızlıkla suçlandı.

The convenience store robbery was a great inconvenience to me.

Mağaza soygunculuğu benim için büyük bir sıkıntı oldu.

There was no hard evidence linking Tom to the robbery.

Tom ile soygunu birbirine bağlayan sert kanıt yoktu.

Fadil knew that a robbery was about to take place.

Fadıl bir soygunun gerçekleşmek üzere olduğunu biliyordu.

Fadil was involved in a robbery where two people died.

Fadıl iki kişinin öldüğü bir soyguna karıştı.

Tom didn't have anything to do with the bank robbery.

Tom'un banka soygunu ile bir ilgisi yoktu.

Sami knew that a robbery was about to take place.

Sami bir soygunun gerçekleşmek üzere olduğunu biliyordu.

Sami was involved in a robbery where two people died.

Sami iki kişinin öldüğü yerdeki bir soyguna karıştı.

- He described the robbery in detail.
- He described the flight in detail.

O, uçuşu ayrıntılı olarak anlattı.

The robbery that Fadil set up led to five men being shot.

Fadıl'ın kurduğu soygun beş kişinin vurulmasına neden oldu.

The robbery that Sami set up led to five men being shot.

Sami'nin kurduğu soygun beş kişinin vurulmasına neden oldu.

It appears that the bank robbery was planned right down to the last detail.

Görünen o ki, banka soygunu en ince ayrıntısına kadar planlanmış.