Examples of using "Spit" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen tükür.
Haydi söylesene!
- Ejderhalar ateş saçar.
- Ejderhalar ateş püskürür.
Tom tükürdü.
- Hadi söylesene Tom.
- Çıkar ağzından baklayı Tom.
Tom bana tükürdü.
Duvarlara tükürme.
Pencereden tükürme.
- Boşa kürek çekme.
- Akıntıya karşı yüzme.
Haydi çıkar ağzındaki baklayı.
Tom sakızını tükürdü.
Tom zehiri tükürdü.
Yere tükürme!
Tom yere tükürdü.
Annenin mezarı üzerine tükürüyorum!
Nerede onlara tükürdün?
Senin ayakkabılarına tükürmedim.
Sadece magandalar yere tükürür.
Garson çorbaya tükürdü.
Tom'a tükürdün, değil mi?
Duvarlara tükürme.
Sanıyorum benim kriptonitim tükürüktü.
Eğer tadı kötüyse, onu tükür.
Tom neredeyse onun portakal suyunu dışarı tükürdü.
Yapabilsem sana tükürürdüm.
Bir beyefendi sokakta tükürmez.
Eğer ağzında sakız varsa çıkar.
Tom bir lokma aldı ve sonra onu tekrar dışarı tükürdü.
İlk yudumu tükürmek lazım. Çok serttir.
Singapur'da yere tükürmek bir suçtur.
Tom sadece üç ya da dört lokma yedi sonra yemeği tükürdü.
Onun yüzüne tokat atmak yerine, ona tükürdü ve aşağılayarak uzaklaştı.
Oslo sokaklarında da yüzüme tükürüldü, bu defa da esmer bir adamdı.