Examples of using "Split" in a sentence and their turkish translations:
Yer yarıldı
Ayrılalım.
Hesabı paylaşalım.
Ufak ayrıntılar üzerinde durma.
Biz ayrıldık.
Onlar ayrıldılar.
Benim pantolonum yırtık.
bölünmeleyim artık yahu.
Tom'un kırık saç telleri var.
Gel ortada anlaşalım.
- Salatayı ortak yiyelim.
- Salatayı paylaşalım.
- Salatayı bölüşelim.
Kârı bölelim.
Faturayı böldük.
Ayrılmak zorundayız.
Böleceğim.
- Tom gitmek zorundaydı.
- Tom ayrılmak zorundaydı.
Kılı kırk yarmayalım.
- Hesabı paylaşalım.
- Hesabı kırışalım.
Parayı aramızda paylaşalım.
- Bir arada durmayıp ayrılmak güvenli olmaz.
- Ayrılmamız tehlikeli olur.
Ekiplere ayrılalım.
Gruplara ayrılalım.
- Onlar hesabı eşit olarak bölüştüler.
- Onlar hesabı eşit olarak bölüşürler.
- Hesabı eşit olarak bölüştüler.
- Hesabı eşit olarak bölüşürler.
O bölünmüş bir kişiliğe sahip.
Atomu ilk olarak kim parçaladı?
Ayrılalım.
Tom, Marie'yi bıraktı.
Konu partiyi böldü.
Yıldırım meşeyi ayırdı.
Sami karısından ayrıldı.
Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
Ödülü yarı yarıya bölüşelim.
Tom hesabı Mary ile paylaştı.
Tom ve Mary ayrıldı.
Hesabı üçe bölelim.
Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
Tom ve Mary faturayı böldü.
Dan kirayı Linda ile bölüştü.
Enflasyon sorunu partiyi böldü.
Bir şişe şarabı paylaşalım.
Tom ve ben faturayı paylaştık.
Tom ve ben ayrıldık.
Neden salatayı bölmüyoruz?
Bunu seninle yarı yarıya bölüşeceğim.
Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.
Çoraplarımı çabucak giydim.
Ayrılalım ve Tom'u arayalım.
Tom'un Mary'den ayrıldığını duydum.
Öğretmen öğrencileri gruplara ayırdı.
Tom ve Mary geçen hafta ayrıldılar.
Ganimetleri üçe bölüştük.
Tom ve Mary'nin ayrıldığını duydum.
Ganimetleri üçümüz aramızda bölüştük.
şimdi yer kabuğunu ikiye ayıralım
Zira Sünni-Şii bölünmesi, asla şiddet içermemiştir.
Bir yıl evlilikten sonra ayrıldılar.
Tom ve ben bir sürahi bira ayırdım.
Tom ve Mary bir şişe şarap ayırdı.
Mary ile ayrılmak istemedim.
Faturayı Tom'la paylaşmayı kabul ettim.
Parayı Tom'la paylaşmayı kabul ettim.
Dan ve Linda iki yıl önce ayrıldı.
Sanırım benim için ayrılma zamanıdır.
Tom yakacak odunları ayırmak için benden ona yardım etmemi istedi.
Tom ve Mary ayrılmaya karar verdiler.
Para muhtemelen bu ikisi arasında eşit olarak bölünecek.
Tom ve Mary oğulları öldükten sonra ayrıldı.
Bugün hesabı bölüşelim.
Tom ve Mary'nin ayrıldıklarını duydum.
Carol ve Will'in ayrıldığını duydum.
O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
Tom, Mary ve John'un ayrıldığını duydu.
Leyla ve Sami küçük varlıklarını ayırıp bölüştüler.
Tom ve Mary'nin ayrıldığına dair hiçbir fikrim yoktu.
Laramie'yle anlaşıyorduk , ama daha sonra ayrıldık.
Tom topa o kadar sert vurdu ki sopayı böldü.
Tom onun ve Mary'nin ayrıldığını herkese söyledi.
Hesabı aramızda paylaşalım.
Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.
♪ Hayal ettim bölüştüğümüzü Bir ekmeği oturarak ♪
Hırsızlar ganimetlerini böldü.
bir lazerin yarıya bölecek kadar güçlü olması. '
Tom ve Mary akşam yemeğinden sonra bir şişe kırmızı şarabı paylaştı.
Tom ve Mary evlendikten üç yıl sonra ayrıldı.
Sanırım biraz daha odun yarmamın zamanıdır.
"Hesabı bölelim." "Öyle düşünmüyorum. Bu randevu senin fikrindi."
Neye karar verilmesi gerektiğine karar verelim, sonra iki takıma ayıralım.
Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
Tom ve Mary akşam yemeği için birlikte dışarı çıktıklarında, genellikle hesabı bölüşürler.
Ayrılmak istiyorum ama denesem bile yapamayacağımı biliyorum.
Öğretmen öğrencilerin iki veya üç gruba ayrılmalarını istedi.
Öncelikle karar verilmesi gerekenlere karar veririz sonra iki takıma ayrılırız.
Haberiniz olduğu üzere, 1953'te, Kore Yarımadası 2 milyon insanın öldüğü savaştan
Öncelikle karar verilmesi gereken şey üzerinde karar veririz sonra iki takıma ayrılırız.
O ve Mary ayrıldıktan sonra Tom üzücü ve duygusal aşk şarkılarını dinlemekten kaçındı.