Examples of using "Stabbing" in a sentence and their turkish translations:
Hemşireleri bıçaklıyorduk
Bıçaklama: Bu her şeyi çözebilir.
Sami, Leyla'yı bıçaklamaya devam etmeye karar verdi.
Göğsümde saplama acısı vardı.
Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
Polis, bıçaklı cinayete adı karışan adamı teslim olmaya çağırdı.