Examples of using "Surroundings" in a sentence and their turkish translations:
Kasabanın güzel çevresi var.
Çevrenize dikkat edin.
Çevresi ile keskin bir tezat oluşturuyor.
Çevrede mutlak sessizlik egemendi.
Her zaman çevrenizdekilere dikkat edin.
Yeni çevreyi benimsemelisin.
Etrafındakilere bağışılıkları vardı.
Çiçekleri doğal çevrelerinde seviyorum.
Bina çevresi ile uyum içinde değildir.
Bizim çevrede düşmandan hiç iz yok.
Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
O hızla kendini yeni çevresine alıştırdı.
Her zaman çevrenize dikkat edin.
Çocuklarıma ''Etrafınızdakilerin farkında olun.'' derim.
Yeni ortamlarda huzursuz hissettim.
Kendini yeni çevresine uyarlamaya çalıştı.
aynı kelimeler çok veya az sıklıkta geçiyor
Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
Kurtarıcılar çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradı.
Onlar New York'a taşındı, ancak onlar yeni ortamlarına kolaylıkla adapte oldu.
Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.
Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.