Examples of using "Thirst" in a sentence and their turkish translations:
Ben susuzluktan ölüyorum.
Onun susuzluğu şiddetli.
Leyla susuzluktan öldü.
Halkımız bağımsızlığa susamıştır.
Bu, susuzluğunu giderecek.
Tom susuzluktan ölüyordu.
Favori susuzluk içkin nedir?
Susuzluktan ölüyordum.
Susuzluk vatan hasretinden daha ciddidir.
Pınarda susuzluklarını giderdiler.
Susuzluktan ölüyorum. Bana su ver!
Malumat içinde boğuluyoruz ama bilgiye açız.
Adam kurak bir ülkede susuzluktan öldü.
Susuzluğumu bu tek bardak çayla giderdim.
Vampir kan susuzluğunu kontrol edemedi.
Susuzluğumu gidermek için bir bardak bira içtim.
O büyük bir bardak bira ile susuzluğunu giderdi.
İştah yemek ile geliyor, ancak susuzluk içme ile gidiyor.
Bir bardak maden suyu benim susuzluğumu giderecek.
Biz sadece aç değiliz fakat aynı zamanda susuzluk da çekiyoruz.
Susuzluğumu giderebilmem için bana içecek ne verebilirsin?
İnsan açlıkla baş edebiliyor ama susuzluğa dayanmak mümkün değil, bağırsakların ağrımaya başlıyor, dayanamıyorsun.
Hava kuruduğu zaman susatır ve öksürtür.
Köpekbalıkları kana susamış olmalarıyla kötü bir üne sahiptirler.