Examples of using "Turbulence" in a sentence and their turkish translations:
Şu anda bazı türbülanslar yaşıyoruz.
Türbulanstan dolayı sert bir uçuş yaptık.
Golf topunun etrafında koruyucu bir türbülans tabakası oluşturur.
Bir bebek iniş öncesinde inişe başlarken bir uçak şiddetli türbülansa çarptığında bir bebek annesinin kollarına atıldı.