Translation of "Twisted" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Twisted" in a sentence and their turkish translations:

She twisted evidence.

O, delili çarpıttı.

That's really twisted.

O gerçekten bükülmüş.

I twisted my ankle.

Ayak bileğimi burktum.

Tom twisted his ankle.

Tom bileğini burktu.

Tom twisted my arm.

Tom kolumu büktü.

Tom twisted the truth.

Tom gerçeği çarpıttı.

How twisted is that?

O ne kadar bükülmüş?

Tom has twisted his ankle.

Tom ayak bileğini burktu.

His face was twisted with pain.

Onun yüzü acıdan burkulmuştu.

I slipped and twisted my ankle.

Ben kaydım ve ayak bileğimi burktum.

Tom twisted his ankle while hiking.

Tom yürürken ayak bileğini burktu.

- He twisted my arm.
- He pressured me.

O bana dil döktü.

Tom twisted the knob and opened the door.

Tom topuzu çevirdi ve kapıyı açtı.

- He sprained his ankle.
- He twisted his ankle.

O, ayak bileğini burktu.

Tom twisted his ankle and it swelled up.

Tom bileğini burktu ve o şişti.

I won't play because I've twisted my ankle.

Bileğimi burktuğum için oynamayacağım.

Consider what might happen if you twisted it twice,

İki kere bükersen ve ardından uçları bir araya getirirsen

Streets are often twisted and narrow in the suburbs.

Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.

I tripped on a stone and twisted my ankle.

Ben bir taşın üzerinde takıldım ve bileğimi burktum.

Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.

Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.

The sculptor said the work represented a window to the sky, but to me it looked like a senseless twisted piece of metal.

Heykeltraş işin gökyüzüne açılan bir pencereyi temsil ettiğini söyledi, ama bana mantıksız eğri böğrü bir metal parçası gibi göründü.

Then Pilate took Jesus and had Him flogged. The soldiers twisted together a crown of thorns, put it on His head, and dressed Him in a purple robe. And they went up to Him again and again, saying, “Hail, King of the Jews!” and slapping Him in the face.

O zaman Pilatus İsa'yı tutup kamçılattı. Askerler de dikenlerden bir taç örüp O'nun başına geçirdiler. Sonra O'na mor bir kaftan giydirdiler. Önüne geliyor, “Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diyor, yüzüne tokat atıyorlardı.