Translation of "Uncle's" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Uncle's" in a sentence and their turkish translations:

- We are staying at our uncle's.
- We're staying at our uncle's.

Amcamlarda kalıyoruz.

These houses are my uncle's.

Bu evler amcamın.

Edward inherited his uncle's property.

Edward amcasının servetini miras olarak aldı.

Edward inherited his uncle's estate.

Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.

We dined at our uncle's.

Akşam yemeğini amcamlarda yedik.

We stayed at our uncle's.

Biz amcamızın evinde kaldık.

Tom inherited his uncle's estate.

Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.

Those houses are my uncle's.

- O evler amcama aittir.
- O evler emmimin.
- O evler amcamın.

Tom inherited his uncle's property.

Tom amcasının mülkünü miras aldı.

A cousin is my uncle's son.

Kuzen, amcamın oğludur.

I live in my uncle's house.

Amcamın evinde yaşıyorum.

My uncle's job was teaching cooking.

Amcamın işi aşçılık öğretmekti.

My uncle's wife is my aunt.

Amcamın karısı benim halam.

Tom is staying at his uncle's.

Tom amcasının evinde kalıyor.

Tom stayed at his uncle's house.

Tom amcasının evinde kaldı.

I'm now staying at my uncle's.

Şu an amcamın evinde kalıyorum.

Bob stayed at his uncle's house.

Bob amcasının evinde kaldı.

I don't remember Tom's uncle's name.

- Tom'un amcasının ismini hatırlamıyorum.
- Tom'un dayısının ismini hatırlamıyorum.
- Tom'un amcasının adını hatırlamıyorum.
- Tom'un dayısının adını hatırlamıyorum.

Sami was at his uncle's place.

Sami amcasının evindeydi.

- We are looking forward to our uncle's visit.
- We're looking forward to our uncle's visit.

Amcamızın ziyaretini dört gözle bekliyoruz.

Bob dropped in at his uncle's house.

Bob amcasının evine uğradı.

I've just been to my uncle's house.

Az önce amcamlardaydım.

She spends her holidays at her uncle's.

Tatillerini dayısının evinde geçirir.

That red-roofed house is my uncle's.

O kırmızı çatılı ev amcamındır.

I spent a week at my uncle's.

Amcamın evinde bir hafta geçirdim.

I've never been to my uncle's house.

Amcamın evine hiç gitmedim.

I'm going to my uncle's this week.

Bu hafta amcama gidiyorum.

Ew! My uncle's basement smells of skunk!

Iy! Amcamın bodrumu kokarca gibi kokuyor!

Tom spends every weekend at his uncle's.

Tom her hafta sonunu amcasının evinde geçirir.

My uncle's car is faster than mine.

Amcamın arabası benimkinden daha hızlı.

My uncle's handwriting is hard to read.

Amcamın el yazısını okumak zordur.

I spent last summer at my uncle's.

Geçen yazı amcamlarda geçirdim.

- We are spending the night at my uncle's house.
- We're spending the night at my uncle's house.

Biz geceyi amcamın evinde geçiriyoruz.

I'm planning to stay at my uncle's place.

Amcamın evinde kalmayı planlıyorum.

He spent the night at his uncle's place.

Amcasının mekanında geceyi geçirdi.

We are looking forward to our uncle's visit.

Amcamızın ziyaretini dört gözle bekliyoruz.

She is now staying at her uncle's house.

Şimdi amcasının evinde kalıyor.

You should see my uncle's house in Boston.

Amcamın Boston'daki evini görmelisin.

"Whose tools are these?" "They are my uncle's."

"Kimin araçlar bunlar?" "Onlar benim amcama ait."

Tom is now staying at his uncle's house.

Tom artık amcasının evinde kalıyor.

I stayed at my uncle's during the summer.

Ben yaz boyunca amcamın evinde kaldım.

That house with a red roof is my uncle's.

Kırmızı çatılı ev amcamınkidir.

I cannot argue with Taninna. She's my uncle's wife.

Ben Taninna ile tartışamam. O benim amcamın karısı.

My uncle's on a business trip to Aomori tomorrow.

Amcam yarın Aomori'ye bir iş gezisine gidiyor.

I have an interest in my uncle's business in Boston.

Amcamın Boston'daki işine ilgi duyuyorum.

I'm coming from my grandfather's and going to my uncle's.

Ben dedemlerden geliyorum ve amcamlara gidiyorum.

It's two-hour drive from here to my uncle's house.

Buradan amcamın evine gitmek iki saat sürer.

I stayed at my uncle's while I was in Boston.

Boston'dayken amcamın yanında kaldım.

That house, the roof of which is red, is my uncle's.

Çatısı kırmızı olan şu ev benim amcamındır.

I spent the major part of my vacation at my uncle's.

Tatilimin önemli bölümünü amcamlarda geçirdim.

I just moved from Boston and I'm still sleeping on my uncle's couch.

Ben Boston'dan yeni taşındım ve hala amcamın kanepesinde uyuyorum.

I delayed telling him about his uncle's death as long as I could.

Ona amcasının ölümünden bahsetmeyi elimden geldiğince erteledim.

It took about five minutes to get to my uncle's house from the station.

İstasyondan amcamın evine gitmek yaklaşık beş dakika sürdü.

It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.

Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.

Tom is staying at his uncle's, because his parents have gone to Australia for a couple of weeks.

Tom amcasının yanında kalıyor, çünkü ailesi birkaç haftalığına Avustralya'ya gitti.