Examples of using "Vending" in a sentence and their turkish translations:
Bu otomat çalışmıyor.
Otomatlar oradalar.
Otomat garip sesler çıkarıyor.
Tom bir satış makinesi arıyordu.
Büromuza bir otomat yerleştir.
Bu otomat bozuk.
Otomat hizmet dışı.
Onlar iş yerine bir otomat kurdular.
Bu otomat bozuktur.
Meşrubat otomatı nerede var?
Tom otomatik satış makinesinden bir içki satın aldı.
Bu otomat sadece yüz yen'lik madeni paraları alıyor.
Bu otomat 500 yenlik madeni paraları kabul etmeyecek.
Tom Japonya'yı ziyaret ettiğinde her yerde otomat gördü.
Sinirlendim ve otomatik satış makinesine tekme attım.
Bu satış makinesi dün gece serseriler tarafından tahrip edildi.
Tom satış makinesinden bir fincan kahve aldı.
Otomattan da bilet satın alabilirsin.
Kentte bu tür sebze otomatını görmezsin.
Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.