Translation of "Wakes" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Wakes" in a sentence and their turkish translations:

Tom wakes up early.

Tom erken uyanır.

He wakes up at noon.

O öğleyin uyanır.

Let's wait until he wakes up.

O, uyanana kadar bekleyelim.

Tom wakes from a deep sleep.

Tom derin bir uykudan uyanır.

Let's wait till Tom wakes up.

Tom uyanıncaya kadar bekleyelim.

Tom usually wakes up about noon.

Tom genellikle öğleye yakın uyanır.

In spring, everyone wakes up early.

İlkbaharda herkes erken kalkar.

The mother wakes up her daughter.

Annesi kızını uyandırıyor.

The alarm clock wakes me at seven.

Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.

She wakes up at six every morning.

O her sabah altıda uyanır.

Tom wakes up early almost every morning.

Tom neredeyse her sabah erken uyanır.

Tom wakes up at 8 a.m. every morning.

Tom her sabah 8'de kalkar.

Let me know the moment Tom wakes up.

Tom'un uyandığı anı bana bildir.

Tom wakes up at six-thirty every morning.

Tom her sabah 6.30'da kalkar.

I want to be here when Tom wakes up.

Tom uyandığında burada olmak istiyorum.

Please make sure that she wakes up on time.

Lütfen emin ol kızın zamanında uykudan uyandığına.

Tom wakes up when it is already quite light.

Tom zaten oldukça ışık olduğu zaman uyanır.

She wakes him up every day at 6:30.

- O, 6:30'da her gün onu uyandırır.
- O, onu her gün 6.30'da uyandırır.

He who sleeps with dogs wakes up with fleas.

Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.

Tom wakes up at the crack of dawn every day.

Tom her gün tan ağarırken kalkar.

I don't want to be here when Tom wakes up.

Tom uyanınca burada olmak istemiyorum.

I want you there with Tom when he wakes up.

O uyandığında seni Tom'la orada istiyorum.

Tom often wakes up in the middle of the night.

Tom sık sık gecenin ortasında uyanıyor.

As soon as she wakes up, we'll turn on the music.

O uyanır uyanmaz müziği açacağız.

Tom usually wakes up every morning before his alarm clock goes off.

Tom genellikle her sabah çalar saati çalmadan önce uyanır.

One who wakes up late, for him, there may not be enough bread.

Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.

If this is a dream, I will kill the man who wakes me up.

Eğer bu bir rüyaysa, beni uyandıran adamı öldüreceğim.

- He who sleeps with dogs wakes up with fleas.
- He who sleeps with dogs gets up with fleas.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

Tom usually wakes up at about six-thirty, but he doesn't usually get out of bed until seven.

Tom genellikle yaklaşık altı buçukta uyanır ama genellikle yediye kadar yataktan çıkmaz.

All men are children, and of one family. The same tale sends them all to bed, and wakes them in the morning.

Bütün erkekler bir çocuktur ve bir aile. Aynı hikaye onları yatmaya gönderir ve onları sabah uyandırır.