Examples of using "Päättää" in a sentence and their turkish translations:
Tom karar verecek.
Karar zamanı!
Kısa sürede karar vermeye çalış.
Peki, ne yapacağız?
Pekâlâ, hızlıca bir karar vermeliyiz.
Çabuk karar verin. Hadi.
Bu sizin kararınız. Ama çabuk olun ve bir karar verin.
Sana kendin için karar verdireceğim.
Şu anda karar vermek zorunda mıyım?
Acele edip bir karar verseniz iyi olur.
Ne yapacağıma karar veremiyorum.
Acele edip bir karar verseniz iyi olur.
O kendisi için karar verme hakkına sahip olmalı.
Öğle yemeğini nerede yiyeceğime karar veremiyorum.
Gidip gitmeyeceğime karar veremiyorum.
Tom, nereden başlayacağına karar veremedi.
Tom nereye gideceğine karar veremedi.
Tom ne zaman gitmesi gerektiğine karar veremiyor.
Tom hangi CD'yi dinleyeceğine karar veremedi.
Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.
Tom kendi kararını vermek için yeterince yaşlı.
Tom'un bu mağazadaki herhangi bir bilgisayarı almak için yeterli parası var.O sadece hangisini alacağına karar vermeli.