Examples of using "éloignés" in a sentence and their turkish translations:
Tom benim uzaktan bir akrabam.
Birbirimizden uzaklaştık.
Ondan uzak durun.
Karıncalar ve zürafalar uzak akrabadırlar.
Çocuklar havuzdan uzak tutulmalıdır.
Karıncalar ve zürafalar uzak kuzenlerdir.
ve benim gerçekliğimden ve oynamayı hayal ettiğim rollerden
O yarığa halatla inmek bizi soğuk zincir güzergâhından çıkarıp
Yağmur yağmaya başladığında fazla uzağa gitmemiştik.
Tom'dan uzak durmalısın.
tek yapmamız gereken şey birazcık mesafeli olacağız
Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.
Anne baban bizi sonsuza kadar uzak tutamazlar.
Onları sebzelerden uzak tutmak için bahçemdeki tavşanları bir su tabancası ile vurdum.
Köpekten uzak durun.