Examples of using "étudiante" in a sentence and their turkish translations:
O bir üniversite öğrencisi.
O bir öğrenci.
Ben öğrenciyim.
O çalışkan bir öğrenci.
O, mükemmel bir öğrencidir.
O zeki bir öğrenci.
Emily bir öğrenci değil.
O bir öğrenci değil.
- Mary temiz kalpli bir öğrencidir.
- Mary saf bir öğrencidir.
O bir sanat öğrencisi.
O bir tıp öğrencisiydi.
O, genç bir öğrencidir.
O mükemmel bir öğrenciydi.
O şimdi üniversite öğrencisi.
Kız kardeşim bir üniversite öğrencisi oldu.
O çok sıkı çalışan bir öğrencidir.
- O bir öğrenci.
- O, bir öğrencidir.
- O, öğrencidir.
- Ben bir öğrenciyim.
- Ben öğrenciyim.
Judy çok zeki bir öğrencidir.
O bir üniversite öğrencisi.
O üniversitede bir erkek öğrenci.
Kızlardan hiçbiri öğrenci değil.
O, üniversitede öğrenci.
Sen iyi bir öğrencisin.
Bir öğrencisin.
Üniversite hayatından en iyi şekilde yararlanın.
Tom bir Çinli değişim öğrencisi ile çıkıyor.
O zaman, o, Yale'de bir öğrenciydi.
Kötü bir öğrenciydim.
Başkan en önemli haber ağlarından birini kapatınca
O, önümüzdeki İlkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak.
Bir öğrenci tutuklandı.
Kız kardeşim yirmi bir yaşında bir üniversite öğrencisidir.
Onlar yeni öğrenciyle alay ettiler.
LB: Arifeen Rahman tıp ikinci sınıf öğrencisidir.
Sen iyi bir öğrencisin.
O Kanadalı bir öğrencidir, amcamla birlikte kalıyor.
Ben bir İngilizce öğrencisiyim.
O bana annesinin bir kız öğrenci olarak resmini gösterdi.
Ben oldukça iyi bir öğrenciyim.
Sen bir hukuk öğrencisi misin?
Ben bir öğretmenim, bir öğrenci değilim.
Hukuk öğrencisiyim.
Ben bir biyoloji öğrencisiyim.
İkinci sınıf öğrencisiyim.
Ben bir üniversite öğrencisiyim.
Sınıftaki en kötü öğrenciydim.
Hepimiz aynı yurtta yaşarız.
Ben yeni bir öğrenciyim.
Üniversitedeyken temel odağın neydi?