1. Home
  2. Translation in context
  3. French-Turkish
  4. Apprennent

Translation of "Apprennent" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Apprennent" in a sentence and their turkish translations:

Les écureuils apprennent vite.

Sincaplar hızlı öğrenenlerdir.

- Les hommes apprennent de l'expérience.
- Les gens apprennent à partir de l'expérience.

İnsanlar deneyimlerinden öğrenirler.

apprennent moins bien des mauvaises nouvelles

kötü haberden öğrenmede en kötüleriydi

Les oiseaux apprennent à voler instinctivement.

Kuşlar içgüdüyle uçmayı öğrenirler.

Les élèves apprennent mieux grâce aux robots.

Eğitim alanlar, robotlardan önce daha iyi öğreniyordu.

De plus en plus d'étudiants apprennent le chinois.

Gittikçe daha fazla öğrenci Çince öğreniyor.

Tom veut que ses enfants apprennent le français.

Tom çocuklarının Fransızca öğrenmesini istiyor.

Je voulais que mes enfants apprennent le français.

Çocuklarımın Fransızca öğrenmesini istedim.

Je veux que mes enfants apprennent le français.

Çocuklarımın Fransızca öğrenmesini istiyorum.

Car les enfants apprennent une langue plus vite, non ?

çünkü çocuklar daha hızlı öğrenir, değil mi?

Ces enfants apprennent moins au cours de l'année scolaire.

diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.

Les élèves apprennent les maths à travers un processus rigide.

öğrencileri matematikte aynı hızla hareket ettiriyoruz.

Certains bébés apprennent à nager avant même d'avoir un an.

Bazı bebekler bir yaşından önce bile yüzmeyi öğrenirler.

Les parents apprennent à leurs enfants que mentir, c'est mal.

Anne ve baba çocuklarına yalan söylemenin yanlış olduğunu öğretir.

Ne voulez-vous pas que vos enfants apprennent le français ?

Çocuklarının Fransızca öğrenmesini istemiyor musun?

Pourquoi certaines personnes apprennent des langues plus vite que d'autres ?

Neden bazı insanlar dilleri diğerlerinden daha hızlı biçimde öğrenirler?

Leurs enfants apprennent moins en maths au cours de l'année scolaire.

ilerleyen yıllarda daha az matematik öğreniyor.

Beaucoup d'enfants apprennent à utiliser un ordinateur même avant d'entrer à l'école.

Birçok çocuk okula girmeden önce bile bir bilgisayar kullanmayı öğrenir.

Il est temps que nos enfants apprennent le vrai sens de Noël.

Çocuklarımızın Noel'in gerçek anlamını öğrenmeleri için zamanı geldi.

Que les adultes apprennent une langue plus vite que les enfants à court terme.

yetişkinlerin kısa vadede dili çocuklardan daha hızlı öğrendiklerini buldular.

Tandis que la ville s'étend autour de leur forêt, ils apprennent à survivre dans les rues.

Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.