Examples of using "Brise" in a sentence and their turkish translations:
Esinti çıktı.
Hafif bir rüzgar esiyor.
- Mumun alevi yumuşak esintide titriyor.
- Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.
Bu gerçekten kalbimi kırıyor.
Sessizliği boz.
Burada esinti yok.
Sanat hayatın monotonluğu kırar.
Bir arabanın ön camı parçalara ayrıldı.
Senin ağladığını görmek kalbimi kırar.
bizim anlattığımız dini de birileri bozuyor malesef
Bu ağız kopuzu ise ağıtlarda kullanılırdı daha çok
Bir şey göremiyorum. Ön cam çok kirli.
Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.
Ön camda kurşun delikleri vardı.
Ayna kırma.
Kalbimi kırma.
Nehirden gelen serin esintinin tadını çıkardık.
Onun kalbini kırma.
Hiç esinti ve kavurucu bir sıcaklık yok sütunu yavaşlatır.
bir İlk adım, projenin ilk ayağı olacak bir dalgakıran inşa etmekti.2000 ve oniki yıllarının sonunda
Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu
Doğa kendi kanunlarını asla çiğnemez.
. Ve küresel ekonomide ağır kayıplara neden oldu. Ancak
yıl sonra Koreli şirket Daewoo, beş yüz milyon Euro'nun üzerinde bir maliyetle liman için
Bir şey daha var. Eğer Mayu üzerinde bir şey denersen belini kırarım.