Examples of using "Comparé" in a sentence and their turkish translations:
Paris'e kıyasla London büyük.
Onunla karşılaştırıldığında şanslıyım.
Arabamı onunkiyle karşılaştırdım.
Bilgisayar sık sık insan beyni ile karşılaştırılır.
Ben sık sık erkek kardeşlerimle karşılaştırılırım.
Arabasını yeni modelle karşılaştırdı.
Bir kitap bir arkadaşla kıyaslanabilir.
Bu resmi şu resimle karşılaştırdım.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
Diğerlerine nazaran, Fransız pasaportu gerçekten berbat.
İkinci test, ilki üzerinde büyük bir gelişmedir.
Amerika'dakilere nazaran japon evlilikleri çok nadir biter.
Sınavdan sonra, verdiğimiz cevapları karşılaştırdık.
Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.
Maria bütün teklifleri kıyasladı ve bu villada karar kıldı.
Geçen yaza nazaran bu yıl pek yağış yoktu.
Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey.
Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.
Seninle karşılaştırıldığında, ben bu oyunda sadece bir acemiyim.
Polis silahtaki parmak izlerini kapıdakilerle karşılaştırdı.
Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.