Examples of using "Conseillé" in a sentence and their turkish translations:
- O, oraya gitmemi tavsiye etti.
- Oraya gitmemi tavsiye etti.
O bana bu sözlüğü tavsiye etti.
Oraya gitmemi tavsiye etti.
Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
O, oraya gitmemi tavsiye etti.
Ona derhal geri gelmesini tavsiye ettim.
Doktorum sigarayı bırakmamı tavsiye etti.
O, bana sigara içmememi tavsiye etti.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
Bana müzeyi ziyaret etmem tavsiye edildi.
Herhangi bir şey yapmamam tavsiye edildi.
O, ona para biriktirmesini tavsiye etti.
Ona onun tarafından sigarayı bırakması tavsiye edildi.
Ona araba sürmemesini tavsiye ettim.
O, ona daha çok çalışmasını tavsiye etti.
Ben ona sırrı saklamasını tavsiye ettim.
Ona sigara içmemesini tavsiye etti.
O, ona o müzeyi ziyaret etmesini tavsiye etti.
Doktor ona çok fazla çalışmayı bırakmasını önerdi.
Doktor ona sigara içmemesini tavsiye etti.
Doktor bana çok fazla yemek yemememi tavsiye etti.
Doktor ona alkolü azaltmasını söyledi.
İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti.
Tom Mary'nin polise gitmesini tavsiye etti.
Tom onu yapmamamızı tavsiye etti.
Tom'a onu yapmamasını tavsiye ettim.
Doktorum bana bu ilacı almayı bırakmamı önerdi.
O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti.
Öğrencilerime sigara içmemelerini tavsiye ettim.
Doktor, babama sigarayı bırakmasını tavsiye etti.
O, bana nerede kalacağımı tavsiye etti.
Doktorun talimatlarına uyman gerekiyor.
Tom'a karides yememesini tavsiye ettim.
O, onu yalnız gitmemesi için uyardı.
O ona dakik olmasını tavsiye etti.
Tom'un doktoru ona daha fazla egzersiz yapmasını tavsiye etti.
Onun dakik olması onun tarafından tavsiye edildi.
Doktor ona yemekler arasında yememesini tavsiye etti.
Bir avukata gitmemi tavsiye etti. Bunu hemen yaptım.
O, o konuda ona öğüt verdi.
O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti.
O ona oraya yalnız gitmesini tavsiye etti.
O ona derhal eve geri gelmesini tavsiye etti.
Ben ona tüm parasını yemeğe harcamamasını tavsiye ettim.
Doktor, babama sigarayı azaltmasını tavsiye etti.
Ona sigaradan vazgeçmesini tavsiye ettim.
Tom'un doktoru ona şeker alımını azaltmasını tavsiye etti.
O, ona bir bisiklet kullanmasını tavsiye etti.
O, ona daha dikkatli olmasını tavsiye etti.
O ona içmekten vazgeçmesini tavsiye etti.
O ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.
O, ona parayı alması için nasihat etti.
O, derhal dönmesi için onun tarafından nasihat edildi.
Ona onun tarafından içmeyi bırakması tavsiye edildi.
Ona, onun tarafından doktorunu dinlemesi tavsiye edildi.
Sigarayı bırakması için ona onun tarafından nasihat edildi.
O ona hastaneye gitmesini tavsiye etti fakat o onun tavsiyesine uymadı.
Ona onun tarafından gitmemesi tavsiye edildi.
O, ona çok fazla çalışmayı durdurmasını tavsiye etti.
O ona evde kalması gerektiğini tavsiye etti.
O ona sigarayı azaltmasını tavsiye etti.
O ona daha fazla egzersiz yapmasını tavsiye etti.
O ona egzersiz yapmasını tavsiye etti.
O ona sıkı bir diyet yapmasını tavsiye etti.
O ona sözünü tutmasını tavsiye etti.
O ona daha erken çıkmasını tavsiye etti.
O ona zayıflamasını tavsiye etti.
Ona daha fazla kitap okumasını tavsiye etti.
O ona bir avukat görmesini tavsiye etti.
O ona dişçiyi görmesini tavsiye etti.
O ona dinlenmesini tavsiye etti fakat o onun tavsiyesini dinlemedi.
O, ona dinlenmesini tavsiye etti.
O, ona ilacı almasını tavsiye etti.
O, ona daha çok çalışmasını tavsiye etti.
O, ona nerede kalması gerektiği konusunda tavsiyede bulundu.
Ona, onun tarafından daha çok egzersiz yapması tavsiye edildi.
Ona, onun tarafından polislere gitmesi tavsiye edildi.
Ona onun tarafından kilo kaybetmesi tavsiye edildi.
Ona onun tarafından daha çok çalışması tavsiye edildi.
Telefon ahizelerini uzun zaman zarflarında şarj dışında bırakmak tavsiye edilmez.
Bu yazılım paketinin tavsiye edilen perakende satış fiyatı 99 dolardır.
O, ona hangi kitapları okuyacağı konusunda akıl verdi.
Tom Mary'ye dinlenmesini tavsiye etti.
O, ona çok fazla içmemesini tavsiye etti.
O ona daha fazla süt içmesini tavsiye etti.
O ona bisikletle gitmesini tavsiye etti.
O ona eve erken gitmesini tavsiye etti.
O ona hastaneye gitmesini tavsiye etti.
O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti.
O, ona uzun bir tatil yapmasını tavsiye etti.
O onun oraya gitmesini tavsiye etti.