Examples of using "Créature" in a sentence and their turkish translations:
Kâbuslardan fırlama bir şey.
tersi pis olan dev bir yaratık.
Bir ejderha hayali bir yaratıktır.
Ejderha hayali bir yaratıktır.
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
Asya orman kırkayağı, korkutucu bir üne ve yüzyıllar boyu
Hava olmasa hiçbir yaratık yaşayamaz.
Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.
erken evrimleşmiş bir canlıdır bu yarasalar
Lucario, Pokémon dizisindeki bir yaratıktır.
hiçbir canlı gereksiz diyemeyiz
O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.
mantık gücü ve duyguları olan
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
Su olmadan hiçbir yaratık yaşayamaz.
Hiçbir yaratık uzayda yaşayamaz.
Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün
bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.
İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.
madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var